Hamas’ın askeri kanadı İzzeddin Kassam Tugayları Sözcüsü Ebu Ubeyde, 10 Şubat’ta yaptığı açıklamada, 15 Şubat’ta gerçekleştirilmesi beklenen esir takasının İsrail›in ateşkes anlaşmasındaki taahhütlerini yerine getirmediği gerekçesiyle askıya alındığını bildirmişti. Hamas, İsrail’in Filistinlileri öldürmeye devam ettiğini, çadırlar dahil yardım malzemelerinin girişini engellediğini ve yerlerinden edilenlerin Gazze’nin kuzeyine dönmesine müsaade etmediğini bildirmişti.

İsrail Başbakanı Binyamin NetanyahuHamas’ın esirleri cumartesiye kadar serbest bırakmaması halinde ateşkesin sona ereceğini ve çatışmaların yeniden başlayacağını duyurmuştu. 

ABD Başkanı Trump da esirlerin cumartesi bırakılmaması halinde “kıyametin kopacağını” söylemişti.

Dünya nefesi tutmuş kıyametin kopacağı büyük felaketin başlayıp başlamayacağını tartışmaya ve sonuçları üzerine dünya medyasında çok faklı yorumlar yer alırken, Mısırlı ve Katarlı arabulucular başta olmak üzere İslam ve Arap ülkeleriGazze’de ateşkesi kurtarmak için devreye girdi ve Hamas’ın yeni taleplerinin karşılanması için İsrailli yetkilerle “yoğun” görüşme trafiği sonucu İsrail ikna edildi ve kıyametin kopacağı saldırılar önlenmiş oldu.

Netzarim Koridoru’ndan çekilme, 19 Ocak’ta yürürlüğe giren ateşkes anlaşmasının koşullarından biriydi ancak İsrail bu şarta uymamıştı.

Son görüşmelerde İsrail askerleri ateşkes anlaşması kapsamında Gazze’yi ikiye ayıran Netzarim Koridoru’ndan çekildi.

Bunun ardından binlerce Filistinli eşyalarını yükledikleri araçlarla koridoru aşarak Gazze’nin kuzeyine hareket etmeye başladı.

Ateşkesin üç haftalık ilk aşamasında toplamda 33 İsrailli rehineyle 1900 Filistinli tutuklunun serbest bırakılması planlandı.

Anlaşma kapsamında şu ana kadar 16 İsrailli ve beş Taylandlı rehine ile 566 tutuklu Filistinli takas edildi.

İsrail, Hamas’ın şikayetlerini ciddiye aldıklarını ve engellemelere son vereceklerini kabul etmesi üzerine Hamas, İsrail ile varılan Gazze ateşkes anlaşmasını uygulamaya kararlı olduğunu ve rehineleri kararlaştırılan süre içinde serbest bırakmaya devam edeceğini açıkladı.

*

Asıl soru şu:

Tehditleri, ateşkesi şimdilik zar zor ayakta tutuyor. Peki, rehinelerin tesliminden sonra İsrail’in yeni bir saldırı başlatmasını veya ABD Başkanı Trump’ın Filistinlileri Gazze’den sürme planını kim nasıl ve hangi gerekçeyle durduracak?

Bu soru gerçekten cevaplanmaya muhtaçtır ancak cevabı ise zordur…

Çünkü hem katil Netanyahu’nun hem de ABD Başkanı Trump’ın asıl hedefi rehinelerin tamamını kurtarmaktır. Rehinelerin tamamı kurtarıldıktan sonra ise felaket senaryosu işte ondan sonra devreye sokulacağını artık sır değil.

Nitekim, anlaşmanın ikinci aşamasının ise daha zorlu bir müzakere sürecini içereceği, kalıcı ateşkesin ancak bu noktada gündeme gelebileceği tahmin ediliyor.

Ancak, İsrail’in katil Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun 20 Ocak’taki ABD ziyareti, Donald Trump’ın “Gazze’yi devralacağız” sözleriyle bölgedeki dengeleri yeni bir krizin eşiğine getirmiş oldu.

Eğer, ABD Başkanı TrumpFilistinlilerGazze’den sürme planında ısrarlı olması ve güç kullanarak uygulamaya kalkmasıyla anlaşmanın ikinci aşamasının bir anlamı kalmayacaktır.

Bu durumda diğer bir önemli soru şu:

Ürdün, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan ve ilgili tüm devletler, ABD Başkanı Trump’ın FilistinlilerGazze’den sürme planına karşı Gazze’de ne yapacaklarına dair koordineli bir tutum ortaya koyabilecekler mi?

Yani, Arap ülkeleri, rehine teslimi tamamlandıktan sonra İsrail’in saldırılara tekrar başlamasını veya Başkan Trump ’ın sürgün planını önleyebilecekler mi?

Bu sorulara olumlu cevap bulunamaz ise işte o zaman Gazze’de cehennemin kapıları ardına kadar açılmış olacak…

Çünkü, ABD emperyalizmi ile Siyonist İsrail’in Gazze Şeridi’ndeki Filistinlileri sürgün etme ve Batı Yaka’yı ilhak etmek suretiyle Filistin’in tamamını İsraillileştirmek üzere haritadan silmek için ortak hareket planı hazır…

Bunu yazma benim içinde çok acı ama maalesef gerçek bu…