Sebepleri ortadan kaldırmadan acı sonuçları azaltmak mümkün değildir!
Bizleri; Yeryüzünün en üstün ve en şerefli varlığı insan olarak yaratan, akıl nimetiyle donatan, sayısız nimetlerinin en üstünü Müslümanlardan kılan ve kurduğu Dünya ve diğer Âlem sofrasında sayısız nimetleriyle yaşatan ve tüm nimetlerin zerresinin hesabını hepimize bir nefes yakın olan ölümümüzle başlayan Kabir Hayatımızdan itibaren Ahiret’in büyük buluşma ve duruşma gününde soracak olan Yaratıcımız, Yaşatıcımız ve Yöneticimiz Allah’ımıza hamd ve Eşsiz Önderimiz, Sevgili Resulümüz Hz. Muhammed (s.a) Efendimize, tüm Resul Efendilerimize, izinden gidenlere, Ehlî Beyti’ne, Ashabına, canımız Ana ve Babamıza, Hocalarımıza Allah (c.c)’ın ilke ve inkılabı İslam’a tabi olan Mümin kardeşlerimize, Din ve Vatan muhafızı Şehid ve Gazilerimize salât ve selam olsun!
“Kur’an ışığından yüz çeviren insanlığın kendi eliyle yaptığı kötülükler yüzünden, hem toplumsal, hem de doğal denge bozularak, karada ve denizde haksızlık, adaletsizlik, kan, gözyaşı, dünya savaşları, nükleer felâketler, aşırı silahlanma, çevre kirlenmesi, uyuşturucu, alkol, cinsel sapıklıklar, terör ve anarşi gibi her türden fesat ve bozgunculuk ortaya çıktı. İşte Allah, yaptıklarının bir kısmını onlara daha bu dünyada böylece tattırıyor ki, bu gidişin yanlış olduğunu anlayıp yeniden maddi ve manevi tedbirler alarak Kur’an ilkeleri doğrultusunda huzura, emniyete ve barışa dönsünler.’’ (Ana hayat ve Anayasamız Kur›an-ı Kerim, Rûm Suresi 40. Ayet-i Kerime Meali ve Kısa Tefsiri)
“İçinizden yalnız zalimlere dokunmakla kalmayacak (gayesiz ve gayretsiz olursanız hepinizi kuşatacak) olan bir fitneden sakının (ki, ülkedeki ve yeryüzündeki zulüm odaklarına destek olanlar da bu beladan kurtulamayacaklardır). Bilin ki, gerçekten Allah (ceza ile) sonuçlandırması pek şiddetli olandır.” (Enfal Suresi 25. Ayet Meali) İlahi Mesajları; salgın hastalıklar, işgaller, savaşlar, sel, don, yangın, zelzele vb. afetler ve tüm felaketler; sebeplerin oluşturduğu birer sonuç olduğunu bizlere haber veriyor!
Bu nedenle sebepleri ortadan kaldırmadan acı sonuçları azaltmak mümkün değildir!
Yani vücudumuzdaki mikropları yok etmeden yaygın hastalık felaketini yok etmek nasıl mümkün değilse;
Faiz ve kumar mikroplarını yok etmeden fakirlik, işsizlik, bereketsizlik ve nüfussuzluk felaketlerinin sonuçlarını yok etmek mümkün değildir!
“Süresiz nafaka zulmü!”,
“Kadının beyanı esastır zulmü!”,
“Kadınlara eş yerine iş teşvik zulmü!”,
“Çok genç evlenenlere hapis cezası zulmü!”,
“Dijital (Deccal) Medyanın evlilik yerine fuhuş, flört ve zina ahlaksızlığını teşvik zulmü” sebepleriyle yaygınlaşan kadın cinayetleri, aile yuvalarının yıkılması ve evliliklerin süratle azalması fitne ve felaketlerinin sonuçlarını da, kendi oluşturduğumuz bu zulümleri kaldırmadan yok etmek mümkün değildir!
Milli ve manevi eğitimsizlik, ehliyetsizlik, liyakatsizlik, emanetsizlik, istişaresizlik ve maneviyatsızlık sebepleriyle artmakta olan bireysel ve toplumsal sıkıntılar, bunalımlar fitne ve felaket sonuçlarını da aslımıza, özümüze milli, manevi ve ahlaki değerlerimize dönmeden yok etmek mümkün değildir!
Başsızlık, ırkçılık, mezhebçilik, particilik, hasedçilik, fesadçılık mikropları sebebiyle meydana gelen yeryüzündeki tüm Siyonist ve emperyalist düşmanların savaşlarla işgal, tecavüz vb. zulüm fitne ve felaket sonuçlarını barışıp birleşmeden yok etmekte mümkün değildir!
Netice;
Her sene artarak devam eden bela ve musibetlerin yukarıda kısmen özetlediğimiz sebeplerini birlikte ortadan kaldırmak için elbirliğiyle çalışırsak imani, ilmi, maddi ve manevi tedbirlerle afât, fitne ve felaketlerin acı sonuçlarını, “Allah›a güvenen kimseye O yeter. Allah, buyruğunu yerine getirendir. Allah, her şeye bir ölçü koymuştur.’’ (Talak Suresi, 3. Ayeti Kerime Meali) İlahi mesajının ışığında ortadan kaldırabiliriz İnşAllah!
Allahımız İsm-i Azam’ı hürmetine ve Rahmet Elçisi eşsiz Önderimiz Hz. Muhammed (s.a) Efendimiz hürmetine şirk, inkâr, sel, zelzele, yangın, umumi hastalık, savaş, işgal ve inançsızlık gibi bela, musibet, afât, fitne ve felaketlerle bizi imtihan eylemesin. Amiin
Nefsimizde, ailemizde ve ülkemizde “İslam Sözleşmesi”nin uygulanması, Mescid-i Aksa’mızın, Osmanlıcamızın özgürlüğü, tatil olması dileğiyle Cuma Bayramımız mübarek olsun!
Amin.
Selam, sevgi ve duayla.