Doğu Perinçek:Ateist değil Müslümanım
Değişen şartların insanlar üzerinde derin etkisi olduğu bir gerçektir.
Bazı fiili durumlar insanların sadece fikirlerini, bakış acılarını değil, aynı zamanda önyargılı algıları ve onların sebep olduğu davranış biçimlerini de beraberinde değiştirmektedir.
Daha doğruyu bulma adına geçmişiyle yüzleşmek ve eleştirel yaklaşımlara tahammül, bir olgunluk ifadesidir.
Bu olgunluk aslında bir kazanımdır.
Daha önce yabancısı olduğu, hatta karşı olduğu fikirleri okumayan, tartışan ve araştıran kişiler, geçmiş hatalarını aşar ve kendini geliştirmiş olur.
Her şeyden önce farklılıkları ayrıştıran ve çatışma sebebi olarak görmeyenler belli bir süre sonra farklı fikirlerin kültürel bir zenginlik olduğunun da farkına varır.
Yeniliğe açık ve sürekli araştıran kesimlerle buluşup tartıştıkça yeni fikirler ve yeni dostlar kazanılır.
Ben de bu gerçeklerden hareketle şimdiye kadar uzaklardan takip ettiğim bazı siyasilerle ve fikir adamlarına daha yakın olmaya, farklı düşüncelerini bir de kendilerinden dinlemeye başladım.
Son zamanlarda buluşup görüştüğüm o kişilerden biri Doğu Perinçek’tir.
Doğrusu ben, onunla buluşmadan, tartışmadan ve onu ondan dinlemeden önce çok farklı bir Perinçek tanıyormuşum.
TARİH, DİN VE SİYASİ
KONULAR ÜZERİNE
DERİN SOHBET
Doğu Perinçek ile benim ikinci buluşmam oldu. O ilk buluşmada sorduğum her soruya ayrıntılı cevaplar almıştım. Bazı cevapları ve değerlendirmeleri beni şaşırtmıştı.
Değerli dostum araştırmacı-tarihçi–yazar Mustafa Armağan ile sohbetimizde Doğu Perinçek’ten duyduklarımı naklettim.
O da benim anlatımlarıma şaşırmış ve benim davetim sonucu Doğu Bey ile de görüşerek üçlü bir buluşma gerçekleştirmek konusunda........