Şuurlu Bir Gençlik Yetiştirmek
Wushu Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi Abdurrahman Akyüz
Röportaj: Fikret Yiğit
Abdurrahman Akyüz Hocamız’la Wushu Federasyonunun Faaliyetlerini ve Gençliği Konuştuk
Abdurrahman Akyüz Hocamız ile bir Wushu turnuvasında bir araya geldik. Abdurrahman Hocamız’ı yine gençlerin arasında bulduk. Yapılan müsabakalarda, her detayı gözden geçiren bir idareci olarak yapılması gereken işlerin üzerinde titizlikle durduğuna şahit olduk. Herkesin derdini dinlemesi ve çözüm üretmesi konusunda ise özverili davranıyordu. Sert mizaçlı bir görünümünün yanında onun mütebessim cehresi ile karşılaştık. Bizi röportaj sonrası bırakmadı ve antrenörler ile birlikte yemeğe davet etti. Karşımızda sporcu babası samimi bir başkan vardı.
Gençlere çok önem veriyorsunuz. Gençliğin şu anki durumu nedir? Bu konudan bahseder misiniz?
Malum, gençlik çok önemli. Bir toplumun ayakta kalabilmesi için sağlıklı bir gençlik olması gerekiyor. Toplumları ayakta tutan en büyük etken şuurlu gençliktir. Erbakan Hocamız’ın bir sözü var: “Bir milletin gücünü gösteren unsur, topu tankı değil, o milletin gençliğidir.” Biz de bunun bilincindeyiz ve ömrüm boyunca gençlik teşkilatları içerisinde hem faaliyette bulundum hem de yetiştim. Gençleri şuurlandırmak için gönüllü hizmetlerde bulundum. Devamlı surette bilfiil sahada çalıştık. Burada amacımız şuurlu bir gençlik yetiştirmek, dava adamı yetiştirmekti. Biz de hem bu dava için çalıştık hem de yetiştirdiklerimiz ile birlikte önemli hizmetler ettik.
Tabi dava adamı olmak kolay bir mesele değildir. Lakin hepimiz dava adamı olmalıyız. Sadece Müslümanım demek yetmez, şuurlu Müslüman olmak zorundayız. Bunun için de dava adamı olmak zorundayız. Yani İslam’ı bilen… Allah’ı ve İslam’ı anlatmanın şuurunda olan bir Müslüman, ancak dava adamı olabilir. Dava adamı olarak İslam’ı bilen, bilmek de yetmez yaşayan adam olmalıyız. Tek başına ilim olmaz. İlminle amel edersen bir işe yarar. İslam’ı yaşamak için ibadetler önemlidir. Başta namaz daha sonra diğer farzlar gelir. Bunları yapacağız, lakin en büyük ibadetlerden olan tebliğ ibadetini de yapacağız. Bu maalesef toplumumuza unutturuldu. Tebliğsiz İslam yaşanmaz. Biz Müslümanız dediğimiz zaman iş bitmiyor, aksine yeni başlıyor. Sadece namaz kılarak olmaz. Burada gençlerimizi şuurlandıracağız.
Milli Gençlik Derneği olarak köklü ama aynı zamanda yeni bir faaliyetiniz var, bu faaliyetlerinizden bahseder misiniz?
Türkiye Wushu Federasyonunun faaliyetlerini bu minval üzere yürütüyoruz. İki yıl önce Milli Gençlik Derneği kurduk. Geçmişten geleceğe bilgi kültür ve dava adamı olma yolunda bir köprü vazifesi görüyoruz. Bunu yaparken de gençlerimize, bu topraklara yani vatanına aidiyet duygusunu aşılamayı amaçlıyoruz. Gençlerimizin yolunu açacak projeler yapıyoruz. Aynı zamanda gençlerimizin duygu ve gönül dünyalarını zenginleştirecek, kendilerini kültürel spor gibi etkinliklerle ortaya koyabilecekleri faaliyetlerde bulunmaya devam ediyoruz.
Bu derneği, onlar da bu davanın neferi olsunlar, vatanına ve milletine hizmet etsinler diye kurduk. Milli Gençlik Vakfının devamı olarak, aynı kimlikte çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bizim niyetimiz hayr ve Cenab-ı Allah’ın yardımıyla oluyor. Tabi bulunduğumuz seviyeyle yetinmeyip daha çok çalışarak daha büyük hizmetlere vesile olmalıyız. İçinde yaşadığımız zaman, çok zor bir zaman. Gençlerimiz faydalı olabilecekleri en verimli çağlarını boşa geçiriyorlar. Milli Gençlik Vakfının bu faaliyetlerine uzun süre ara vermesi sonucu ciddi bir boşluk oluştuğuna da üzülerek şahit oluyoruz.
Biz, gençliği dinlemeye, anlamaya ve herkesi kabiliyetlerine göre yetiştirmeye muhtacız. Bu gençliğin elinden tutmak, sorunlarına merhem olmak, onlara dost olmak zorundayız. Bu niyetle de çalışmalarımıza devam ediyoruz. Burada etkili bir şekilde çalışarak, geçen zamandaki açığımızı kapatmak ve bir an önce toparlanmak zorundayız. Tartışmaya, didişmeye vaktimiz yok. Bu işin bilincinde ve şuurundayız. Bizim de evlatlarımız var. Evlatlarımıza nasıl bir gelecek bırakacağımızı çok iyi düşünmek zorundayız.
Wushu Federasyonu olarak önemli çalışmalarınız var ve Federasyon sizden sonra bir toparlanma sürecine girdi, birçok başarılara imza attı. Wushu Federasyonunun altında da birçok branş açıldı. Bu faaliyetlerinizden bahseder misiniz?
Güzel çalışmalara imza atan diğer branşları da destekliyoruz. Wushu Federasyonu 2006’da ilk kurulduğunda Budokai Do ve Aikido branşları bizim çatımız altına verildi. Tüm bu sistemlerin daha verimli çalışması için faaliyetlerde bulunduk. Spor camiasının gençliği spora yönlendirerek hayırlı hizmetler etmesi için her türlü yardımı göstermekteyiz. Bir hayli mücadele verdik. Bugün gelinen noktada Aikido’nun 2500’e yakın antrenörü var. Wushu’nun 3000’e yakın antrenörü var. Çalışmalara başladığımızda bu rakamlar çok düşüktü. Budokai Do’nun ise antrenör sayısı 1000’in üzerine çıktı. Yurtdışında onların entegre çalışabilecekleri organizasyonlarla görüşme yaptık.
Budokai Do Karate turnuvası düzenledik, Türkiye çapında katılımlar oldu. Muazzam bir faaliyet gerçekleştirdik, kimse bu kadar etkili olabileceğini beklemiyordu, herkesi kıskandıracak bir şampiyona oldu. Dört gün boyunca onların dertlerini dinledim ve bundan sonra da Budokai Do yapan kardeşlerimize yardım etmeyi üzerime bir borç olarak aldım ve onlara da bazı sözler verdim.
Karate camiasının elli yıllık bir emeği var ve bu insanlar mağdur olmuşlar, dışlanmışlar ve bildikleri sistemi değil de dayatılan sistemi yapmaları istenmiş. Bundan dolayı da milli bir kimlik kazanamamışlar. Karatede Ferhat Özsert, Hakkı Koşar, Fikret Küçükakdere ve Şefik Gülten Hocaların her birinin emeği, alın teri var. Bunları yok sayamaz ve emeklerini zayi edemezsin. İnşallah ben de onların güçlenmesini hatta kendi başlarına bir federasyon kurmalarını isterim. Bu emeklerin bir karşılığının olması gerekir. Bu insanların yaptığı sanatı neden yok sayalım, ben onları destekliyorum. Her insanın emeğine saygılıyım. Yeter ki saygı ve sevgi olsun, yeter ki ahlaklı olunsun.
Tabi bu sözleri de tutmak ve elimden gelen her türlü desteği sağlamak için gayret ediyorum. Tüm camiayı toparladık. Sorunları çözmek için mücadele ediyoruz. Beni uzaktan tanıyan insanlar “sert mizaçlı” diyorlar ama onlarla dört gün boyunca beraber vakit geçirince onlar da şaşırıyorlar, hocam nasıl olur biz sizi böyle tanımıyorduk diye. Öyle görünsem de yumuşak kalpliyim, diyorum.
Samimi olunca ön yargılar da kolayca kırılıyor. Her ne kadar Wushu’nun içinde olsak da ağlayabilen insanlardanız. Necip Fazıl’ın dediği gibi: “Eğer ağlayabilirseniz anlayabilirsiniz.” Yani Allah için ağlayabilen insanlarız. İnsanların dertlerini de anlayabiliyoruz.
Diğer branşlara göre Kung Fu Federasyonu geç kuruldu, bunun sebebi nedir?
Çin’de de Wushu Federasyonu geç kuruldu. Bir de “Wushu” ismiyle kuruldu. Kung Fu olarak kurulsaydı dünyada daha çok yayılırdı. Çin’de bile Wushu’yu bilmeyenler var. Kung Fu daha geniş bir kavram ve dünyada tanınmış, kabul görmüş bir sistem.
İnşallah bundan sonra daha iyi olur. ABD ve Rusya, federasyonları bozuyorlar, dünyada da bu konuda mücadele ediyoruz. Uluslararası bir mücadele içeresindeyiz. Bu mücadeleyi insanlığa, milletimize, vatanımıza ve İslam’a hizmet gayesiyle veriyoruz. Rabbimiz’e karşı üzerimize borç olan vecibeyi yapmak için çalışıyoruz.
İlim irfan ve gönül ehli olan Grandmaster Şenel İlhan Beyefendi, Wushu Federasyonundan 5.Dan bir Hoca olarak gençlere büyük bir destek vermektedir. Hocamız ömrünü Allah yolunda ve hizmet için harcamış bir kişidir. Şimdi ise tüm bilgi birikimini ve dövüşe olan kabiliyetini Hankando ismi adı altında Martial Arts kategorisinde bir araya getirdi. Gençlere sporu sevdirmek için yaz tatili kamplarımızda değişik kategorilerde koşu düzenleyerek birinci ikinci ve üçüncülere ödül vermesi spora verdiği önemi göstermektedir. Bunun yanında dövüş tekniklerini en ince ayrıntılarına kadar hiçbir kısıtlama olmadan seminerler vermesi, kendisinin son derece hâkim olduğu dövüş felsefesine vukufiyetini bizzat müşahede etmiş bulunuyoruz. Bu konudaki düşüncelerinizi alabilir miyiz?
Öncelikle biz hayr olan tüm çalışmaları destekliyoruz. Tüm yapılan çalışmalar neticede gençliğe hizmet ediyor. Grandmaster Şenel İlhan Hocamız’ın da bu minvalde faaliyetlerde bulunduğunu öğrendiğimizden dolayı çok memnun olduk. Hayırlı çalışmalara ve hayırlı faaliyetlere her zaman açığız. Bu memleketin gençlerine hizmet etmek ve onları spora teşvik etmek çok güzel bir davranış. Bu maksata da hizmet edeceğini düşündüğüm, Grandmaster Şenel İlhan Hocamız’ın kurduğu Hankando sistemi hayırlı olsun. Kendisine selam ve hürmetlerimi iletiyorum. El birliği ile çalışmak gerektiğine inanıyorum. Herkes sevdiği ve inandığı sporu yapsın. Kimseye “Sen neden bu sporu yapıyorsun da şunu yapmıyorsun…” deme lüksümüz yok. Böyle olursa insanları sistemin dışına itmiş oluruz. Biz ise herkesi sistemin içine dâhil ederek onların yolunu açmalarını sağlamak istiyoruz.
Kaynak: Gönül Dergisi