Özgürlük ve adalet arayışı içindeki bir halkın yansısı, Filistin’in acısına dair bu satırlar. İnsanlık tarihinde, modern zamanların en büyük soykırımına karşı ,direnişin ve insanca bir yaşamın mücadelesi ,terörizm olarak adlandırılamaz .Bu özgürlük mücadelesi ,hiçbir zaman sönmeyecek bir ateştir.Zulmün her türlüsüne karşı durmaya çalışan ,özgürlüklerini ve haklarını kendilerinden çalınanları  geri alma mücadelesi veren sabır timsali insanlar onlar.Tarihin her döneminde insanın insana ettiği yağma ,gasp, zulüm, hiç bitmedi ,bitmeyecek ,görünüyor.
Filistin toprakları, bilhassa Kudüs, semavi dinlerin doğum yeri olma hasebiyle ,yüzyıllardır işgaller, katliamlar , süregelen çatışmaların, acıların ve umutların tanığı olmuştur. Ancak unutulmamalıdır ki, zulüm ne kadar büyük olursa olsun, adalet ve hakkaniyetin ışığına inanan insanlar ,sabır ve teslimiyetle her zaman karanlıkları aydınlatmaya ,devam edecektir. İnsanlık, zalimlerin yüzlerine çekilen maskelerin ardındaki gerçekleri görmeye başladı, tüm dünyada ,İsrail ve baş işbirlikçisi Amerika Birleşik Devletleri’nde ve diğer  Avrupa devletleri’nde yönetime karşı direnişin ,zulme dur deyişin ,kıvılcımlarını harladı.
Tarihin akışı içinde, zalimlerin sonu her zaman hüsran olmuşken Firavunlar, Nemrutlar ve zalimlerin akıbeti en sonunda yok oluş olmuştur.Bugün de Filistin halkının karşı karşıya olduğu kıyımlar, açlık ,ölüm zulüm, toplu sistematik bir soykırıma ,tüm Dünya’nın gözünün içine baka baka  tabi tutulmaları, onları direnişinin ve azminin sembolü haline getirirken, her dilden ,her milletten ,her dinden insanın ,bu haklı  davayı sahiplenmesine ,neden olmuştur.
Filistin’in kalbi merhamet dolu, misafirperver insanları, bir zamanlar Hitler zulmünün ,Nazi Almanya’sından kaçıp gemilerde onlara el sallayarakFilistin açıklarında beliren gemilerdeki Yahudi’lere evini gönlünü açmış ,ama Şeytanın Truva atını içlerine soktuklarını anlayamamışlardı.Hepimizin malumu olan ,Filistin’liler Yahudi’lere toprak sattı satmadı muammasına gelince ,belgelerle sabittir ki ,türlü oyunlar tuzaklarla, bu satış örtülü kumpaslarla sağlanmıştır.Bir habis ur gibi büyüye büyüye ,bugünkü zalim İsrail devleti ,Filistin’in  kalbinde, bir zulüm makinesine dönüştü.Kutlu Kudüs müslümanların onuru idi .Selahaddin Eyyubi gibi liderler, bu toprakların onurunu ve adalet arayışını temsil ederken, bugün gelinen noktada ,İslam aleminde Türkiye’nin Yemen’in başı çektiği bir kaç ülke dışında ses çıkaran yok.
Filistin’in semaya yükselen yokediliş çığlıkları sadece bir toprak parçasının değil, insanlık onurunun ve adalet arayışının sesidir .Bu ses, zalimlere karşı duran herkesin sesi olmuş, dünyanın dört bir yanında ,yankı  bulmuştur.İnsanlar protesto miting ve yürüyüşlerle seslerini kendilerine rağmen Filistin’e bomba yağdırılmasına yardım yataklık eden göz yuman zalim yönetimlere karşı, tek yumruk olmuşlardır.Ve tarih, adalet ve özgürlük için mücadele eden halkları unutmayacaktır.Hala içimizde Filistin bizim davamız değil diyen ,kalbinde  merhametin dirhemi olmayan insanlık yoksunlarına bakınca ,Hristiyan veya diğer dinlerden Müslüman olmayan buna rağmen okulundan ,geleceğinden olma pahasına,  Filistin’in sesi olan direnen ses çıkaran tüm Dünya insanlarını, alnından öpesi geliyor insanın.İsrail’in zulümlerini tek tek saymaya ne hacet, her gün ekranlarda basın medyada yer alan onlarca acı korkunç habere bizle bakamazken, Filistin halkının tüm bunları fiilen yaşıyor olması ne elem azap verici ,dehşete düşürücü bir insanlık suçudur.Yemek ,su ,elektrik ,hastane yardım yok ,bir kapanda sıkıştırılmış ablukada insanlar ,bir oraya bir buraya eğlenir gibi zalim İsrail tarafından devamlı boşaltın bu kenti denilip sürüldükleri artı bir kentte yeniden ölüme ,yok edilişe ,maruz kalıyorlar.Aile diye bir şey kalmamış ,nesiller paramparça edilmiş ,binlerce ölü binlerce yaralı birlerce  engelli kalmışken ,binlerce onulmaz travmalardan ,Filistin halkının uzun yıllar bu yarayı  iyileştirmesi güç olacak.Bu korkunç saldırıların en elem vericisi gece yarısı sığındıkları Gazze Şeridi’ndeki Refah kentinde çadırlardaki Filistinliler İsrail’in alçak saldırısıyla diri diri yanarak parçalanarak şehit edildiler.İnsanım diyen hangi yürek kafası kopmuş yavrusunun bedenini tutan bir babanın acısını ,yanmış bir insanın bedenini yanan elleriyle çekip kurtarmaya çalışan Bir Filistin’li Mücahit’in acısını  hissedemez…İslam alemi için bir Kurban Bayramı daha kapıyı çaldı ,peki Filistin tutuşmuş Nemrut’un Firavunlar’ın Siyonistler’in zalim ateşiyle cayır cayır yakılırken bu utanç rezillik 2 milyarlık Müslüman alemine yetmez mi yeterde artar bile…
Dualarımız, Filistin halkıyla birlikte. Bana dokunmayan yılan bin yaşasın diyen keyfinde aleminde olan her halk bilmelidir ki ,yılan beslenir ,yakınında yutacak bir şey kalmayınca ,birde bakmışsınız sizin kapınızda belirivermiş.Siyonist idealleri artık gözümüze soka soka her yerde haritalarda paylaşıldığına göre sıra bize gelmesini beklemektense yılanın başını ezmek gerekmez mi?Filistin’den bana ne  deme bir gün herkeste senden bana  ne der ;ne demişler” alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste “ ezilen halklar Uygur’da Arakan’da Filistin’de her yerde bilinçli bir Müslüman tüm zulme uğrayan halkların yanında durmakla mükelleftir . Onların acıları, bizim acılarımız; onların umutları, hepimizin ortak davasıdır.Adaletin ve barışın hâkim olduğu bir dünya için, hep birlikte müslümanlar olarak saflarımızı sıkılaştırmalıyız . Allah, mazlumların yanında savaşan Ebû Ubeyde bin Cerrâh’ların sayısını artırsın  onlara güç, sabır ve zafer nasip etsin.Hiçbir şey yapamıyorsanızda boykota uyarak, İsrail mallarını almayın ve mazluma sıkılan kurşuna katkı sağlamayın.Hiç değilse ateşe su taşıyan karınca olalım…