29 Ekim 1923 tarihinde Cumhuriyetin ilan edilmesinden bir gün sonra yani  30 Ekim 1923 günü İsmet İnönü tarafından Cumhuriyet’in ilk hükûmeti kuruldu.  CHP ülkenin iktidarına yasal olarak talip  oldu.

Halk’ta, Türkiye  Cumhuriyeti’nin “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir”  temelleri üzerinde yükseltileceği, seçme ve seçilme haklarına  sahip olabilecekleri inancı hakimdi. CHP’nin 1946’ya kadar tek parti olarak iktidarda kalması, kurulan birçok partinin değişik bahanelerle kapatılması ve kapattırılması halkın demokrasiye olan inancını yitirmesine paralel olarak  CHP’ye olan tepkisini de artırdı.

Halkın tepkisi  karşısında çaresiz kalan CHP yönetimi 18 Temmuz 1945’te Milli Kalkınma Partisi’nin kurulmasıyla çok partili sistemle yüzleşmek zorunda kaldı. Ardından aralarında en önemlisi Demokrat Parti olmak üzere 13 parti daha kuruldu.

İlk çok partili seçim 21 Temmuz 1946'da yapıldı ve seçimin kazananı  yine Cumhuriyet Halk Partisi oldu.  Demokrat Parti ise  61 milletvekilliği kazandı.

1950'de yapılan genel seçimler ise Demokrat Partinin zaferiyle sonuçlandı. 14 Mayıs 1950'de yapılan seçimlerde Demokrat Parti ezici bir çoğunlukla sandıktan çıkarken, 27 yıldır ülkeyi yöneten CHP ise iktidarını kaybetti.

"Yeter söz milletindir" sloganı ile seçimlere giren Demokrat Parti, 487 milletvekilliğinin 416'sını kazandı. Böylece demokrasinin en önemli unsurlarından biri olan çok partili hayat Türkiye'de işlemeye başladı.

1954 ve 1957 seçimlerini de kazanan Demokrat Parti, 27 Mayıs 1960 askeri müdahalesiyle iktidardan indirilene dek 10 yıl boyunca ülkeyi yönetti.

27 MAYIS  VE ARDINDAKİ DARBELERİN ARKASINDA ABD VARDI

Amerika,  Marshall Yardımlarıyla  İnönü'ye her şeyi yaptırıyordu.  İnönü döneminde Türkiye’yi rahatlıkla kontrol altında tutabilen Amerika, Menderes'in; "dengeli" dış politikasından çok rahatsızdı.

Menderes 27 Mayıs'ta devrilmeseydi, 12 Temmuz'da Moskova'ya gidecek ve Rusya ile çok önemli anlaşmalar imzalayacaktı!

CIA Başkanı Ailen Dulles, "Türkiye" sunumunda "Başbakan Menderes, Amerika hoşnutsuzluğunun derecesini anlayamamış  görünüyor" diye başladığı cümlesini "Ordunun yönetimi ele almasını bekliyoruz" cümlesiyle tamamlamıştı!

Ankara Büyükelçisi Fletcher Warren'ın, 27 Mayıs sabahı Washington'a gönderdiği "TSK saat 04.00'te, görülmemiş bir intizamla gerçekleşen darbeyle yönetimi ele aldığını” raporlamış ve rapora darbecilerin büyükelçiliğe gelerek "teminat" verdiğini de eklemişti.

Büyükelçi Warren, 28 Mayıs sabahı darbecilerin kuklası Cemal Gürsel’i ziyaret ederek "Görev yaptığım ülkelerde çok darbe gördüm. Bu, şahit olduğum en dakik, en etkin ve en süratli darbe idi" demişti! Warren ayrıca Gürsel'e, "Güçlükler sonra başlayacaktır. Bu güçlükler, Amerika'yı da ilgilendirir. Doğacak bu güçlüklerin çözümünde Amerika yardıma hazırdır" şeklinde uyarmıştı!

ABD Başkanı Eisenhower da 11 Haziran günü bir mesaj yayınlayarak Cemal Gürsel'i tebrik etmiş ve ilk etapta 400 milyon dolar yardım göndermişti!

27 MAYIS DARBESİNDE  CHP – ABD  İŞBİRLİĞİ

CHP lideri İnönü, ABD'den aldığı  güçle 18 Nisan 1960 günü TBMM'de, "Şartlar tamam olduğu zaman ihtilal meşru bir haktır" demişti. Hatta 27 Nisan'da; milletin Meclis'inde darbeyi adeta müjdelemişti! "...İhtilâl olacak ve siz bundan kurtulamayacaksınız" şeklinde biten skandal sözleri sarfetmişti. Tutanaklardan silinmiş bu belgeyi Cumhurbaşkanı Erdoğan; 27 Mayıs 2021 günü Yassıada'da açıklamıştı.

Menderes’i sandıkta deviremeyeceğini anlayan İnönü,  Amerika  ve Amerika destekli darbeci askerlerin desteğini arkasına almıştı. ilk mağlubiyetini aldığı  1950 seçimlerinde, ordu CHP’nin yanında yer almış ve "Sonuçları geçersiz saymaya hazırız" açıklamasını yapmıştı.

Darbenin gerçekleştiği saatlerde Cemal Gürsel  CHP lideri İnönü'yü arayarak "Paşam, emirleriniz bizim için (haşa) peygamber buyruğudur" demiş, İnönü ise, "Memleket için çok hayırlı bir iş yaptınız, yanınızdayım. Bir şey olursa ben hazırım" cevabı vermişti. ABD Büyükelçiliğine olduğu gibi İnönü'nün konutuna da iki subay gelerek, bağlılıklarını iletmişti. Birlikte balkona çıkarak darbe şakşakçılarını selamlamışlardı!

Millî Birlik Komitesi üyeleri, yetkilerini üyelerinin tamamı CHP’lilerden oluşan  Temsilciler Meclisi'ne devrederken, "Paşam, İstemiyorsanız idamları onaylatmazsınız" demişti ama İnönü, "Başladığınız işi bitirin" cevabı vermişti.

ABD, emperyalist hedefleri için stratejik önemde gördüğü Türkiye'yi, emellerine uygun işbirliği yapacağı CHP’ye teslim etmek istiyordu.

Görüldüğü ve anlaşıldığı kadarıyla darbeciler, Hak ve özgürlükleri anayasal güvenceye kavuşturanlar değil, Türkiye’yi emperyal güçlere teslim edenlerdir.

27 Mayıs 1960  askeri cuntacıları ve  demokrasi tarihimizdeki tüm  emperyal vesayetçisi darbecileri kınıyoruz.