-
HABER7
Gezi kalkışması hükümlüsü Can Atalay’ın TİP’ten milletvekili seçilmesinin ardından başlatılan hukuki gerilim, Anayasa Mahkemesi’nin “hak ihlali” kararıyla tırmandı. Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin verdiği kararı adeta yok sayan AYM’nin bu kararı yeni bir krize kapı araladı. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne ulaşan dosya, mahkeme tarafından karara bağlanması için Yargıtay’a gönderildi ve bu aşamada hukuk krizi patlak verdi. Yargıtay, Can Atalay kararında yetkisini aştığı gerekçesiyle AYM üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunulmasına karar verdi.
Hukuk krizi olarak yorumlanan bu gerilimin temelsiz olmadığı, sürtüşmenin son 1 yıldır devam ettiği öğrenildi.
Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca’nın 2022 yılı değerlendirme toplantısında Anayasa Mahkemesi’ni “bireysel başvurular” konusunda eleştirdiği ve günümüzde yaşanan krizin ilk sinyallerini verdiği kaydedildi.
ANAYASA AYM'Yİ DE BAĞLAR... YETKİ AŞILIRSA KARGAŞA OLUR
Başkan Akarca’nın, AYM’nin hukuki dosyalardaki bütün delilleri denetleme girişiminin yanlış olduğunu, yetki aşımı ile “süper temyiz mahkemesi” niteliğine kavuşmasıyla toplumda kargaşaya neden olabileceğini ifade ettiği bildirildi.
AYM'nin Yargıtay'ın üzerinde bir mahkeme olmadığı görüşünü paylaşan Akarca'nın “sıkıntının büyümemesi gerektiği” yönündeki mesajı ise günümüze ışık tutan cinsten.
Başkan Mehmet Akarca 19 Ocak 2023’te Yargıtay'ın İncek’te bulunan yerleşkesinde yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullanıyor:
“Kuşkusuz yasa ve anayasa AYM’yi de bağlar. Ama zaman zaman bunu aşma eğilimi olduğunu görüyoruz. ‘Her konuyu incelerim, bütün maddi delilleri denetlerim, tüm delillere bakarım’ şeklinde bir anlayış doğru değil. Yasal ve anayasal sınırlar içerisinde hareket edilirse daha doğru bir iş yapılmış olur. Yargıtay’ın yetkisinde olan bir konunun da aşırı bir yorumla, o mekanizmanın işletilmeyecek hale gelmesi doğru olmaz. Eğer yetki aşımında bulunur da süper temyiz mahkeme niteliğine kavuşursa bu bütün toplumda kargaşaya neden olabilir. Bazı kararlarda gerçekten de Yargıtay ve Danıştay tarafından eleştirilebilmektedir. Umarım ki bu sıkıntı büyümesin.”
BİREYSEL BAŞVURU ELEŞTİRİSİ
Yargıtay Başkanı Akarca, “Bireysel başvuruda temel hak ve özgürlükler denetlenirken, yasa yolu incelemesinde Yargıtay'ın yetkisinde olan bir konunun da aşırı bir gayretleşlikle aşırı bir yorumla o mekanizmanın işletilmeyecek hale gelmesi de doğru olmaz” diyor.
AYM BU ALANA GİRMEMELİ
Akarca, AYM’ye yönelik eleştirilerini şöyle sürdürüyor:
“AYM kararlarının herkesi bağlar. Ancak AYM’nin kararlarının da anayasa ve yasaya uygun olması gerekiyor. Eğer yetki aşımında bulunur da 'süper temyiz mahkemesi' niteliğine kavuşursa bu bütün toplumda bir tartışmaya ve kargaşaya neden olabilir. AYM'nin çoğu kararlarında buna özen gösterdiğini, dikkat gösterdiğini biliyoruz ama bazı kararlarında, istisnai bazı kararlarında da Yargıtay’ımız tarafından Danıştay tarafından eleştirilmektedir. Eğer deliller hukuka uygun toplanmışsa, kanun maddeleri doğru uygulanmışsa, yasa yolunda temyizde, istinafta bunlar denetlenmişse artık AYM’nin bu alana girmemesi gerekir. Hepimizin dikkatli olması gerekir. İlk derecenin de diğer mahkemelerin de elbette AYM'nin kararlarının bağlayıcılığını göz önünden uzak tutmamaları gerekir.”
AYM YARGITAY’IN YERİNE GEÇERSE PROBLEM ARTAR
Bireysel başvuru alanının netliğe kavuşturulması gerektiğini kaydeden Akarca, “AYM'nin ‘yargısal aktivizm’ değil de bir yönlendirme yoluna başvurmasının daha doğru olacağını düşünüyorum. Şimdi herkesin yerine geçerek; savcının, ilk derece mahkemesinin, hakimin, istinafın, Yargıtay’ın yerine geçerek bir karar oluşturulursa ve bu şekilde anlaşılırsa bu yetki ve hukuki problemlerin daha da artmasına neden olur” diyor.
AYM YARGITAY'IN ÜZERİNDE DEĞİL!
“Biz AYM’nin rakibi değiliz” hatırlatmasını yapan Akarca, Anayasa Mahkemesi’ne yönelik eleştirilerini şöyle sürdürüyor:
“Biz eşit derecede yüksek mahkemeleriz. Burada bireysel başvuruda incelenecek konular belli. Kendi kararları da var. Bu kararlarla çelişecek başka bir karar verip, yetki aşımında bulunursa bu eleştirilir. Yoksa Anayasa Mahkememiz önemli bir anayasal kurum, yüksek mahkeme. Yargıtay da yüksek mahkeme. Anayasa Mahkemesi, Yargıtay ya da Danıştay’ın üzerinde bir mahkeme değil.”