YILBAŞI

  Yılbaşı 
 
    Hz. Allah Kur'an-ı Kerim de ayeti celile ile din olarak İslam ı kabul ettiğini bizlere bildirmiştir.Biz müslümanlarında bu ayetin doğrultusunda yapmaya çalışması gereken tek şey din-i mübin-i İslam'a uygun yaşamak ve Allah'ın rızasına kavuşmaktır. Şu fani dünyada kişinin elde edebileceği en büyük şey "Allah rızası" dır. Mümin ile kafir arasındaki en büyük fark bu olmustur ve birbirlerine benzemeleride asla doğru değildir.Benzemeyi özetliyecek olursak inanç yönünden benzeme az bile olsa kişinin kafir olmasına sebep olur.Amelde benzeyiş ise haramdır ve zamanla kişiyi inanç yönünden benzemeye götürürki bu insanlar tarafından önemsenmeyen fakat son derece sinsi olan bir tuzaktır.
      
   İnsanları ezelden ebede kadar huzur, mutluluk ve felaha taşıyacak olan tek din İSLAM dır ve  bütün  harikalığıyla kıyamete kadar korunacaktır.Bizlerinde üyesi olmakla sonsuz mutluluk duyduğumuz bu yüce dinimizin sahip olduğu değerleri korumalı ve  her türlü  beşeri düşünce ve olaylarla kurulan tuzaklara  karşı uyanık olmamız  gerekmektedir.Milletler,dinlerine bağlılıkla ve milli değerlerini korumakla ayakta kalabilirler.İslamiyete bağlılıklarında gevşeklik ve milli değerlerindede inkar edici tutumda olanlar ise taklitcisi oldukları milletlerin uydusu haline gelmişlerdir. Peygamber efendimiz bir hadisi şerifinde ;"Kim bir kavme benzemeye özenirse o da onlardandır", buyurmuşlardır  burada taklitçiliğe özen gösterilmemesini gösterenlerinde benzemek istedikleri o topluluğun karakterini alacaklarına işaret buyurmuştur  Hıristiyanlar ve Yahudilerin   Paskalya,  Noel (yılbaşı) ,anneler günü ,babalar günü ,kadınlar günü ,Vatikan papazı valentino'nun ölümüne atfen kutlanan 14 Şubat sevgililer günü  v.s gibi birçok bayram günleri vardır. Böyle şeylerin  dinimiz İslam da uzaktan yakından alakası olmadığını müslümanlar çok iyi bilmelidirler. Ve yine bilmeliyizki  bu kutlamalar  İslamda yok olduğuna göre ya insanlar tarafından üretilen bir bid'at ve hurafedir , ya da taklid edilmiş bir eğlence bayramdır. Bu kutlama  şekli ve kalpteki niyeti göz önünde bulundurulduğunda büyük günah derecesine ulaşmaktadır. Bu eğlenceleri İslam toplumuna empoze edenler yaptıklarını ve bu şeyleri Allah (cc) katındaki hükmünü çok iyi bilmektedirler.                                  
    Yılbaşı, Hz İsa'nın doğumundan çok önceleri putperestler ateşperestler ve sabiler(yıldıza tapanlar) kış aylarına doğru güneşin kısa kalmasına üzülürlerdi 25 Aralık'tan sonra güneşin  uzun kalmasına sevinirler  ve  kutlarlardı, kendi aralarında hediyeleşirler , etrafı ışıklandırırlar, içkiler içerler , hindi kesme , kaz kızartması v.b şeyleri adet haline getirerek kutlamışlardır.Hz İsa'nın  doğum  tarihi  kesin bilinmiyor  putperest olan  Roma imparatoru  Konstantin putperestlikten hıristiyanlığa  geçerken putperestliğin  birçok kurallarını hıristiyanlığa geçirmiştir.Güneş tanrısının  doğum  günü  olarak kabul edilen  25 Aralık'ı Hz İsa'nın doğum  günü  ve yılbaşı olarak ilan etti Hz İsa'nın kurtarıcı  olduğuna inanan hıristiyanlarda  o'nun 25  Aralık'ta  doğduğunu kabul ettiler ve bu geceyi  yılbaşı ve noel  olarak her sene kutlamaya  başladılar. Ermeni kilisesi noel'i hiçbir zaman kabul etmedi ve Hz İsa'nın doğumunu 6 Ocak  olarak kutlamayı sürdürdü.Noel hıristiyanların dinlerine bağlılıklarını göstermek için kutladıkları en önemli bayramlarıdır. Malesef bu aziz peygamber  anısına yaptıklar kutlamalar ise israf,isyan,sınırsız ahlaksızlık ,azgınlık, içkinin kontrolü altına giren insana her türlü bayalığı işlettiği , her zaman yapmadıkları yemeklerin israfı ve milyonlarca çam ağacı kesmekle olmaktadır. Hıristiyanlar bu kutlamayı dine atfederek yapıyorlar. Peki müslümanlar  aynı şeyi aynı zamanda aynı şekilde kutlayarak hıristiyanlara benzediklerinin farkındalar mı acaba? İslamda böyle birşey yoktur, ne Allah'ın rasulü peygamberimiz (sav) döneminde  ne  o'nun mübarek sahabeleri ne de Muhammed ümmetinin en hayırlı nesli olan  selefi salihinde böyle birşeyin kutlaması  gerçekleşmemiştir. Toplumumuzda yılbaşı kutlaması  olarak yapılan eğlencelerin dinimiz ve kültürümüz açısından hiçbir temeli yoktur. Bu günlerde bize düşen, Yüce Rabbimizin  razı olacağı davranışları yapmaya gayret göstermek olmalıdır.Selam ve dua ile...