TÜREYİŞ  STRATEJİ, PSİKOLOJİK HARP/HAREKÂT ÇALIŞMA MERKEZİ

                    

Neden TÜREYİŞ… 

Türkiye'de birçok Sivil Toplum Kuruluşu var. Bunların bir kısmı yardım, meslek odası, meslek grubu, ticari gruplar olarak çalışıyor bir kısmı fikir ve düşünce üretiyorlar. 

Türkiye'de bu çalışmayı yapan gruplara baktığınızda karar vericilere katkı sağlamaktan çok güncel bilgileri akademik bir disiplin içinde bir araya getiriyorlar. Oysa toplumunda, karar vericilerinde asıl ihtiyacı hemen kararlarına katkı sağlayacak bilgileri onlara sunmak… 

Silahlı Kuvvetler de çok güzel bir karargâh çalışma esası vardır. Tüm karargâh subayları komutan yerine kendi ana konularını düşünürler Durumu Mahkemesi yaparlar, Durum Değerlendirmesi yaparlar ve komutana bir Karar Teklifi sunarlar. Komutan bu karar tekliflerini alır, inceler ve kendi kararını verir. Komutan kararını verdikten sonra bu kararı ast birlik komutanlarına ve maiyetindekilere emreder. 

Emir alındıktan sonra astlar artık emre uygun olarak yeniden kendi çalışmalarını yaparlar. 

Bu çalışma sistemi çok çok değerli. İşte TÜREYİŞ’te böyle bir ihtiyaçtan yola çıkarak oluşturuldu. TÜREYİŞ STRATEJİ, PSİKOLOJİK HARP/HAREKÂT ÇALIŞMA MERKEZİ karar vericilere katkı sağlamak ve kamuoyunu doğru yönlendirmek için kuruldu. 

 

BURADA KONUNUN UZMANI OLAN AKADEMİSYENLER KADAR SAHA DENEYİMİ OLAN İNSANLAR DA OLACAK.

 

TÜREYİŞ büyük bir davettir. 

Birlikte çalışmaya, birlikte çözüm aramaya, birlikte Büyük Türk Milleti’nin dertleri ile dertlenmeye… 

Muhatabı olan herkesi çağırıyor.

 

Elbette TÜREYİŞ’te de disiplin olacak. 

Elbette TÜREYİŞ’te de çalışma sistemi olacak. 

Elbette TÜREYİŞ’te de prensipler olacak. 

Ancak insanlar kısıtlanmayacak. Fikri hür, vicdanı hür ve irfanı hür olarak katkı sağlaması sağlanacak… 

 

NEDEN TÜREYİŞ?

Bunun esasında birçok cevabı var ama en önemlisi karar vericileri ve toplumu akademik metinlere boğmak değil, kısa öz ülkemiz, Büyük Türk Milleti ve bütün Ümmet Coğrafyası için ön almalarını sağlayacak fikirleri önermek, toplum kanaatlerini de ülke ve millet menfaatlerine uygun olarak analiz etmek ve yönlendirmek.

 

Burada iki tane temel başlık var. Bunlardan ilki strateji. 

Neden strateji? 

Çünkü kısır basit çekişmelerden, tarafgirliklerden, ötekileştirmekten artık Büyük Türk Milleti’ni kurtarma zamanı… 

Abuk sabuk sorularla bu günü çalınan, yakın geçmişle boğuşturulan ve taraf olmaya zorlanan Büyük Milletimiz bu fikir ve muhakeme darboğazından kurtarılmalı. İçine düşürüldüğümüz darboğaz bizi küçük düşünmeye zorluyor ve büyük hedefleri düşünmemize engel oluyor. Diğer bir konuda maalesef siyasetin işine geliyor gibi görünen kaba tarafgirlik de ve küçük menfaat hesapları da uzun dönemde milletimizin menfaatlerinin en büyük düşmanı. 

Menfaat, ötekileştirme ve tarafgirlik düşmanlarını yenmemiz gerekiyor. Bunun için de hep birlikte büyük düşünmemiz, büyük gayeleri hedeflememiz gerekiyor.

Milletimiz öncelikle bu coğrafyada Güçlü ve büyük Türkiye'yi oluşturmalıdır.

Akabinde bir Turan Coğrafyamız var ve düşünün İngilizlerin, Amerikalıların, Rusların, Fransızların, Çinlilerin, Japonların… Bunların her birinin Büyük Turan Düşünceleri var.

 

Turan bütün Türkleri bir araya getirmek değil mi? Öyleyse Türklerin Turan tasavvurunda ne var? 

Bu birlik nasıl sağlanmalı, hangi aşamalarda oluşturulmalı ve Turan çağrısının içinde kimler olmalı? Şu andaki bağımsız Türk Devletleri’nin bir araya getirilmesi birinci aşama. 

Bir araya gelmek ne demek? 

Temel ve öncelikli birkaç birlik var. Bunlardan bir tanesi kesinlikle Gümrük ve Ticaret Birliği, diğeri Askeri Entegrasyon yani güvenliğin/savunmanın entegre edilmesi. Tarih Birliği, bu çok önemli. Alfabe Birliği bu da çok önemli. Kültür adet ve geleneklerimizin de birlenmesi çok çok önemli.. 

Sonrasında biliyorsunuz Türk Muhtar Cumhuriyetler var özellikle Rusya'da. İran Halkının büyük çoğunluğu Türk olmasına rağmen orada Türkleri baskı altında tutuyorlar. Aynı şekilde Afganistan’da…

Pakistan, Hindistan, Avrupa'nın her yerinde ve Afrika'da Türkler var. İşin güzel tarafı bu Türklerin tamamına yakını Müslüman…  Gayrimüslim Türkler de var. 

Bunlarla ilgili bizim tatbikatımız ne olacak? Bunların içindeki en büyükleri biliyorsunuz Macaristan. Gagavuzlar çok anılıyor ama aslında çok az bir grup. Sekel Türkleri aynı şekilde. 

Baktığınızda esasında yakın tarihin Bulgarlar, Batı Anadolu’daki Türkleri Rum deyip Yunanistan'a göndermişiz, doğudaki Ortadoks Türkleri Ermeni deyip… Bunların emperyalist güçlerce istismar edilmesini de vaktinde görememişiz.

Musevi Hazar Türkleri var. Bunların da ayrı ayrı çalışılması ve Turan içinde bir şekilde konumlandırılması gerekmez mi? 

İşte TÜREYİŞ stratejik manada tüm bu konularla  ilgili düşünce ve teklif üretecek..

 

Osmanlı Medeniyet Coğrafyası’na bakalım… 

Mesela neden bir Osmanlı Milletler Topluluğu yok? Hiç düşündünüz mü?

Peki, neden olmasın? 

Osmanlı Medeniyet Coğrafyası’nın Balkanlar ağırlıklı olarak Ortodoks, Arap Coğrafyası çoğunlukla Müslüman, Kuzey Afrika aynı şekilde ve Arapça konuşuyorlar. İran'da biliyorsunuz Türklerden başka ağırlıklı olarak Farslar var ve İran Fars etkisiyle çoğunlukla Farsça konuşuyor. Afganistan'da yine Farsça çok etkin. Afganistan'daki Şiî Hazara Kıpçak Türkleri var. Bunların da dilleri Farsça…

Bütün bu coğrafyalarda bir defa Türklerin akrabaları var. Türk olmayanlar da biliyorsunuz akraba ve hemen hemen 1000 yılla 500 yıl aralığında Türk Hükümdarlıklarında, Türklerle birlikte yaşamışlar. Osmanlı Medeniyet Coğrafyası’ndaki Osmanlı Milletler Topluluğu gibi bir birliktelik esasında Ümmet coğrafyasının da bir araya gelmesi için bir adım değil mi?

 

Bütün bu mülahazalara baktığınızda sadece klasik strateji bilgisi ile çözüm bulmak zor. O zaman devreye ne giriyor? Müslümanların yitik malı olan ve bütün peygamberlerin sünneti olan Psikolojik Harp/Harekât devreye giriyor. Psikolojik Harp/Harekât bizim yitik malımız.

Maalesef Türkiye'deki muhafazakâr Camiaya “Psikolojik Harp/Harekât” deyince tanımsız birçok menfi ve yıkıcı şey geliyor akıllarına. “Katil Devlet, Derin Devlet, Devlet…” Sorarım size “Devlet nedir?” Devlet bizim en büyük organizasyonumuz değil mi? 

Neden devlet denen o kuruma düşmanlık? 

Devleti Millet menfaatlerine karşı 28 Şubat Süreci’nde olduğu gibi, FETÖ’cüler gibi birileri ele geçirmiş olabilir. Bu bizim devlete düşman olmamıza sebep mi? Biz eğer birine karşı olacaksak millet menfaatlerine, millet değerlerine karşı olan zihniyete karşı olacağız. 

Devlet düşmanlığı, İngiliz emperyalizminin son yüzyılda İslam Coğrafyası’nı soktuğu illetlerden biridir. Devlet güçlü olursa Vatanımız, Milletimiz, Dinimiz ve Devletimizle bu coğrafyada varız. Bu idrakte olacağız… 

TÜREYİŞ STRATEJİ, PSİKOLOJİK HARP/HAREKÂT ÇALIŞMA MERKEZİ düşünce ve karar teklifi üretecektir. Bunu yaparken de kupkuru hamasete boğulmayacak, havada kalmış akademik bilgilere, karar vericileri ve halkımızı mahkûm edip hapsetmeyecektir. Kısa, öz, açık, anlaşılır önerilerle Büyük Milletimizin ve onu yöneten kadroların yanında olacaktır. TÜREYİŞ STRATEJİ, PSİKOLOJİK HARP/HAREKÂT ÇALIŞMA MERKEZİ bunun için var olacaktır.

 

Türkiye'de çok verimli tecrübeli faydalı insanlar var… Örnek İsmail Metin TEMEL Paşa… Şu anda nerede bilen var mı? Kim ulaşacak? Kim ona “Paşam Buyurun sizin bilgilerinizden tecrübelerinizden istifade etmek istiyoruz.” diyecek? Cumhurbaşkanımıza bunun dahi teklif edilmesi gerekmez mi? Parti başkanlarına bunun dahi teklif edilmesi gerekmez mi? 

Evet, TÜREYİŞ faydalı olabilecek devlet adamlarını, siyasi kadroları, iş insanlarını da kesinlikle davet edecek onlardan istifade edilmesi için de ne gerekiyorsa yapacaktır. 

 

Türk Dünyası’nda, İslam Coğrafyası’nda ve Dünya genelinde Sivil Toplum Kuruluşları’nın organizasyonu, yönlendirilmesi ve kanalize edilmesi anlamında da bir çalışmanın yapılması gerekiyor. Bu noktada da TÜREYİŞ ortak bir alan oluşturmak için ciddi gayret gösterecektir. 

Türkiye'de düşünce grupları, siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları, hatta cemaatler, tarikatlar var. Bunların müspet ya da menfi yönlerini tartışmıyorum ancak beraber ülke ve millet menfaatleri için nasıl organize edilebilirler? Bunun da çalışılması gerekmez mi?

 

Türkiye'de her seçim kritik değil mi? Her gün kritik değil mi? 

Peki, bu millet, bu milleti yöneten kadrolar bir gecede huzur içinde uyumayı hak etmiyorlar mı? 

Bu nasıl olacak? 

Türkiye'de milli unsurların bir araya gelmesiyle olacak… 

Türkiye'de gerçek ayrışma Milli Unsurlar ve Gayrimillî Unsurlar yani İşbirlikçiler şeklinde olmalı. Dolayısıyla bütün bu boşlukların gerek fikir dünyamızda gerek tatbikat alanında senkronize edilmesi gerekir ve TÜREYİŞ bütün bunların yapmak için var olacaktır…

 

TÜREYİŞ Strateji, Psikolojik Harp/Harekât Çalışma Merkezi, TÜREYİŞ olarak anılacaktır.

 

Yukarıdaki girişe uygun olarak teşkilatlanma (Yönetim, Çalışma Grupları, Yurtiçi, Yurtdışı İlişkiler Birimleri, STK ve Kamu Koordinasyon Unsurları, Medya Faaliyetleri gibi birimler) teşekkül ettirilecektir.