AB ve NATO’nun Ukrayna konusunda ısrarlı olmaları Rusya’nın elini güçlendiriyor. NATO dağılırken AB dağılmanın eşiğine geliyor. Askeri harcamalar ekonomilerini zora sokabilir.
Putin’in hamlesi ile FED/LİBOR YingYangı’da çöktü. Zaten Trump FED’den kurtulup kendine bağlı bir kripto para üretmek istiyor. Onun için altın rezervini kontrol etme gereği duydu. Hazinenin kaçaklarını kontrol altına alırken, dünyadaki kayıt dışı ve kara paralara el koymaya hazırlanıyor. Dahası, bir takım ülkelerin ve şirketlerin paralarına da çökecek. Mesela Bill Gates’i, CoVID ile suçlayıp tazminat olarak Microsoft’a ve Bill Gates vakfına el koyabilir. Bu sadece bir örnek. Bir çok ilaç firmasına da öyle.
Hristiyanlığın 3 büyük mezhebi Katoliklik, Protestanlık ve Ortodoksluk savaşa tutuşurken, Fransa’nın şahsında Laiklik buharlaştı. Yahudi ve Hristiyanlık barışı da yara aldı bu işten. Ve toplumun ana gündemi bu TeoPolitik Travma ve ekonomik sıkıntılar oldu. Almanya'da aşırı sağın oyunu katlamasının asıl sebebi bu.
Batı dünyası can derdinden Trump bir yerlerden dolar toplama derdinde. Ukrayna bir başlangıç, Gazze de öyle. Afganistan’ı Ruslardan kurtarmasının faturasının karşılığı olarak Afganistan’ın nadir elementlerini istiyor. Bazı ülkeleri kendine bağlı hale getirip, Çin'e bağımlılığını azaltmak istiyor. NATO’nun ve BM’nin örgütlerinin mamalarını kesiyor. Suudi Arabistan, BAE, Katar’a da yeni faturalar kesmeye hazırlanıyor. Katar'daki Amerikan üssü için para ödemek yerine , “seni koruyorum” diye para isteyebilir ve hatta bunu geçmişe şamil de kılabilir. Trumpokrasi'de işler böyle.
Trump ve ABD, Ukrayna önde durunca Putinokrasi’nin sessiz ve derinden yaptığı hamleler pek fark edilmiyor. Tabii, bu gerilim ortamında dikkatten kaçan başka gelişmeler de var. Almanya bu vesile ile kendi Milli Ordu’sunu kurarken, bir hamle ile ABD, İngiltere ve Fransa’nın vesayet’inden kendini kurtarabilir. Hatta Almanya ve Fransa kendi topraklarında Vatikan’ın kontrat bölgesi olarak tanımlanan Başkenti Köln olan Kuzey Ren Westeyelya ve başkenti Strasbourg olan Alsace Laorenne eyaletini de Vatikan’ın vesayet’inden bağımsız hale gelebilir. Yani AB’de 3 ülke diken üstünde: Almanya, Fransa ve İtalya ve Tabii İtalya içinde bir de Vatikan devletçiği var. Bu sürecin sonunda Vatikan için de “tarihin sonu” olabilir.
İngiltere kırallığı için de “tarihin sonu” gelebilir. England, İngiltere, Britanya, Büyük Britanya. England/Kingdom saray ailesini ve lordları ifade ediyor. İngiltere bugünkü başbakanın yönettiği ülke. Britanya Birleşik Krallık (Büyük Britanya ve Kuzey İrlanda Birleşik Krallığı / “United Kingdom of Great Britain and Northern Ireland”); İngiltere, İskoçya, Galler ve Kuzey İrlanda olmak üzere 4 kurucu ülkeden oluşan bir devlettir. Büyük Britanya (Great Britain) terimi sadece; İngiltere, İskoçya ve Galler'i kapsamaktadır. Tabii Kırallığa bağlı olarak aslında ayrıca Avusturalya, Yeni Zelanda, Kanada gibi ülkeler vardır. Bu süreç kontrolden çıkarsa bu yapı da çökebilir.
Tabii durum İsrail’in varlığı ve güvenliği yanında dünya genelindeki Yahudi/Siyonist hegemonyası’nın da sonu olabilir. Bu durum ABD’de de AB’de de sınırların, rejimlerin, iktidar yapılarının değişmesine sebeb olabilir. Yani ava gidenler avlanabilirler.. Rusya’nın bu ölçekte bir kriz ortamında kendi bütünlüğünü koruması zor olabilir. Muhtemel bir çatışmanın nerede duracağını ön görmek mümkün olmayacaktır. Bugün statükonun bozulmamış olması ve 3. Dünya savaşının başlamamış olması “Dehşet Dengesi”nden kaynaklanmaktadır.
Bizim de “eş başkanı” olduğumuz BOP, Osmanlı topraklarındaki 23 ülkenin rejim, sınır ve iktidar yapılarını dönüştürmek için bir USAEUROPE projesi idi. Bu yolun yolcuları bu gün kendi can dertlerine düşmüş görünüyorlar. İnşallah Türkiye’de bu vesile ile, adeta bu yapı içinde rehin tutulduğumuz bu fitne ateşinden yakasını kurtarır. Parçası olduğumuz proje aslında Türkiye için de aynı planları hayata geçirmeye çalışan ülkelerden oluşuyordu. Ülkemizdeki darbelerin, PKK fitnesinin arkasında bu müttefiklerimiz, stratejik ortaklarımız yok mu idi?
Bu Trump denen adam’a dikkat etmek gerek. Bu da GlobalReset’çi aslında. Bu da aynı geçmişten geliyor. Bu da Pedefolik Satanist ve Siyonist. Tanrıyı kıyamete zorlamak isteyenlerden değil mi? Trump bu işte kendinin TEK olmasını istiyor. Güvenlik Konseyinin daimi konseyindeki Çin ve Rusya’yı eliyor. Yoksa Putinle dost değil. BRICS’i dağıtmak, Çin’i yalnız bırakmak, Rusya’yı oradan koparıp yanına almak ve AB’ye karşı, NATO’ya karşı Koçbaşı olarak kullanmak istiyor.
Onun kurmak istediği Şeytan üçgeninin tepesinde kendi olacak. Dolardaki “tepegöz” ben olacağım diyor. Ben. Sizin kurallarınıza uymayacağım, kuralı ben koyacağım diyor. TEK PARA benim üreteceğim Kripto para olacak diyor.
Chemistrail’e, diğer uygulamalara karşı değil aslında, kendi ülkesinde uygulamayı yasaklıyor, ama o söz dinlemeyen olursa bunu ben onlara karşı olacağım diyor. İklim konusunda da CoVID konusunda da mRNA konusundaki yaklaşımı da bu. “Tek devlet benim devletim olacak” diyor. Gazze üzerinden Kudüs’e sıçrayarak, Filistin topraklarını kendine bağlayıp, orayı kendi devletinin manevi merkezine dönüştürmek istiyor. Burada Mabedi kendi inşa edecek. Onun için de kırmızı düveyi kurban edecek sonra da Mesihi karşılayacak Tanrının kırallığı için. Bu gelecek Mesih kendi Mesihi olacağı için Yahudileri bekledikleri Meşiah’la özdeşleştirerek Hristiyan ve Yahudi birliğini sağlayacak aklınca. Tanrı’nın kırallığında Mesih’in gölgesinde Tanrı adına kendi yönetecek! O, kendinin tanrı tarafından seçildiğini, korunduğunu ve görevlendirildiğini düşünüyor. Tabii, Papa da Tanrı’nın kırallığı’nın yeryüzündeki temsilcisi, Angilikan kilisesinin başı olarak İngiliz Kıralı da öyle. Bu savaş, Katolikler, Angilikan’lar ve Evengelikler arasındaki yeni bir “Haçlı savaşı” aslında.
Trump, batıyı zayıflatarak kendine tabi olmaya zorluyor. Sonunda kendi hakimiyetini pekiştirmek için AB ve İngiltere’yi yanına alması gerekiyor. Yani “yeni dünya düzeni”nin triosu/Teslisi/Şeytan üçgeni ABD, İngiltere ve AB.. Ama üçgenin tepesindeki göz ABD olacak.
“Her şeyi gören göz” genellikle ışık saçan çevrelenmiş “tek bir” “insan gözü” olarak resmedilir. (Şeytan da tek gözü kör olarak tanımlanır biliyorsunuz) Bu göz, aydınlanma felsefesi ve Promete üzerinden İllimunati ile ilişkilendirilerek “Lucifer’in gözü” yani “Şeytanın gözü” olarak da tanımlanır, "Tanrının Gözü" olarak da. Piramid üzerindeki göz, Tanrı-Kıralın gözü şeklinde de yorumlanır. Bu sembol ABD dolarının ve devlet mühründe 1778 yılından bu yana bulunmaktadır.
Sahi niye kimse çıkıp ta Trump’a, ABD’nin dünyayı karşılıksız bir kağıt parçasıyla Trilyonlarca dolar dolandırdığını söyleyip, bunun hesabını sor(A)muyor. Biliyorsunuz De Gaulle sormuş ve başına gelmeyen kalmamıştı. Bugün bunu soracak bir başkası da yok maalesef.
İşte asıl kriz, Firavun’un kırallığı’na benzer Şeytani bir kırallığın yeniden ihya ve inşası için parayı ele geçirmeye dayanmaktadır. Bunun için gerekirse “bir damla petrol için bir damla kan dökülecektir”.
Batı uygarlığı (!?)m bu temel üzerinde yükseldi. Kızılderililerin, Kara derililerin ve sarı ırkın dökülen kanları, gözyaşları ve çalınan alın terleri üzerinden bir vahşet sonucu, bu kan, gözyaşı ve alın terinden Batı uygarlığı damıtıldı.
Trump, Batı'yı zayıflatarak kendine tabi olmaya zorlamaktadır. Rusya ile yakınlaşması taktiksel, reel politik bir ittifaktır. Trumpokrasi ve Putinokrasi’ye dikkat.. Putin, Trump’un açtığı yoldan kendi hedeflerine doğru ilerlerken yarın ne olur, bunu bugünden ön görmek mümkün değil.
WEFokrasi aslında hala canlı ama özellikle ABD, AB ve İngiltere arasındaki liderlik, yöntem ve nihai hedefler ve paylaşım tarafların en büyük sorunu. Bugün yaşanan sorunların temelinde bu var. Ukrayna sadece bir çıban başı. Bu çatışma İsrail için aslında başlı başına ciddi bir tehdit oluşturuyor. İsrail’in Sınırlarını Şam’a kadar uzatması, kendisi için Gazze’den çok daha güçlü yeni bir cephe açmak anlamına da gelebilir. Suriye Lübnan değil.
İslam dünyasının lider kadrosu, ulema ve ümerası derin bir uykuda. Sermaye sahipleri de öyle. Media’sı, Cemaat’ı, STK ile sanki ölüm uykusuna yatmış gibi. Ankara bu şeytani planların göbeğinde bir ülke olarak ne Karay ne de Hazara’yı anlayabildi. Agartha’yı da anlayamadı bizimkiler. Bu Şeytani plan’ın merkezinde yer alan İstanbul sözleşmesini, Lanzarote’yi anlayamadıkları gibi 5G’yi de anlayamadılar ve tabii İKLİM komplosunu da Paris Şartı’nı da. Yaşadığımız fitne süreci ahir zaman fitnesidir. Benden bugünlük de bu kadar. Selam ve dua ile.