President & Full Instructor
AHMET KAYDUL
PFS sisteminin tarihçesi nedir, nasıl kuruldu bahseder misiniz?
PFS, 1983’te Paul Vunak tarafından Amerika’da kuruldu. Paul Vunak, Dan İnosanto’nun öğrencisiydi. Bildiğiniz gibi İnesanto da Bruce Lee filmlerde oynattığı arkadaşı ve partneriydi. Geleneksel dövüş sistemlerinden yeni bir konsept anlayışıyla dövüş sistemlerin önünü açan isim Bruce Lee’dir. Onun için dünyada dövüş sistemlerinde çığır açmış büyük bir felsefesi olan bir kişidir. Onun sayesinde dünyanın bir çok yerinde yeni sistemler kurulmuştur. Paul Vunak da bu akımın ilk öncülerindendir. Kendisi İnesanto okuluna gider. Amacı orada antrenman yapabilmek ve dövüş sanatlarının inceliklerini öğrenmekti. Hatta salonu temizliğini yapıyor, İnasanto da ondan ücret falan da almıyordu. Ama her defasında adam hep başarısız oluyordu. Onun bu durumuna acıyan Dan İnosanto geldi, ona dedi ki, “Dayak yemek senin hoşuna mı gidiyor?” Vunak ona cevaben “Yok, ama öğrenmek istiyorum” dedi. Dan İnosanto onu böylece eğitmeye başladı. Paul Vunak tam 6 yıl sonra Dan İnosanto’nun en iyi öğrencisi çıktı. Burada iyi bir hocanın elinde kendini kabiliyetsiz zanneden bir cevher işlenince mükemmel bir sanat eseri gibi nasıl ortaya çıkışını görüyoruz. Böylece salonda 30 yıldır antrenman yapanları bile geçti. Jet Kune Do felsefesine göre hareket eden Dan İnosanto, Paul Vunak’a “Senin kendine özgü tekniklerin ve dövüş felsefen oluştu, artık sen kendi yolunu çizmen lazım” diyerek kendi sistemini kurman lazım dedi. Yani Dan İnosanto’nun yaptığı Jeet Kune Do; Paul Vunak’ın yaptığı PFS ise Jeet Kune Do’nun sokak versiyonu, bir bakıma kısaltılmış versiyonu diyebiliriz. PFS için Jeet Kune Do felsefesine göre her zaman kendini yenileyen dinamik bir sistemdir.
Fight Mentality yani dövüş mantalitesi felsefesini kendinize göre yorumladınız. Birazda bundan bahseder misiniz?
Fight Mentality sistemine gelince ben 20 yılı aşkın Paul Vunak’ın yanında eğitim aldım. Bu eğitimleri alabilmek için maddi ve manevi olanaklarımı kullandım. ABD gidip gelmek çok masraflı bir şey, benim için hiç kolay olmadı. Fight Mentality, yani “Dövüş Mantalitesi” demek. Mantalite olmadıktan sonra zaten dövüşemezsiniz, kendinizi savunamazsınız. Dövüşte mantalite çok önemli bir olay... O yüzden ismini böyle koydum. Altyapı olarak tabii ki Paul Vunak’ın kurduğu PFS sistemini kullanıyorum. Ama bede birçok spor dalındaki tecrübeleri ortaya koydum. Herkesin önclikleri var benimde önceliklerim ve yorum farklılıklarım var. Dediğim gibi Jet Kune Do felsefesi yeniliklere açık olduğu için bana da kendi tecrübelerimi ortaya koyma şansı veriyor. Bana göre Bruce Lee bundan dolayı büyük usta. Mesela geçen sene Paul Vunak’ın yanındaydım, “Ahmet, sen benim gençliğimsin” diyor. O da gençken çok sertti. 30 yıllık bir bıçağı vardı, binlerce talebesi var, hiç kimseye vermedi o bıçağını, bana vererek beni onurlandırdı.
PFS sistemini şimdi kimler uyguluyor?
SWAT, FBI ve Seals gibi dünya çapında en iyi özel timler uyguluyor. Türkiye de de askeri ve özel hareket polislerine eğitim vermeye başladık. PFS hakikaten zeki bir sistem ve herkesin yapabileceği bir sistem. Bu sistem sokak versiyonu olduğundan kural yoktur; çünkü bizim yaptığımız spor değil. Bundan dolayıda güvenlik birimleri daha çok ilgi gösteriyor bize. İnsanlar pek bilmiyorlar ama siz biliyorsunuz, serbet dövüş dedikleri MMA’de bile 20’nin üstünde kural vardır; Boks, Tay boks, Kick boks, bunların hepsi kurallı dövüşlerdir ve rinkte yapılır. Ama PFS’in hiçbir kuralı yok, bundan dolayı da savaş sanatına kategorisindedir. O yüzden biz turnuvalara falan katılamıyoruz. PFS & Fight Mentality mantığı özetle şudur “Hayat söz konusu olunca kendini savunacaksın”. Bu kadar basit. Sevdiklerini savunabilmen, aileni savunabilmen, kendini savunabilmen için mücadele sanatlarını bilmen gerekiyor.
MMA günümüzde meşhur olmaya başladı. MMA kuralsız serbest dövüş diye biliniyor bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?
Bir kere MMA ve Jijutsu sokak için uygun olmayan kafes sporudur. Evet serttir. Ama sokakta MMA ve Jijutsu tekniklerini sokakta uygulayamazsınız. MMA 5 raunt üzerinden yapılır. Kafeste birçok kurallar vardır. MMA Amerika’da birçok şampiyonu ile karşılaştım. Birçok kişi ile de sparing yapma şansım oldu. Önemli ustalar ile çalıştım. Jijutsu da 200 den fazla kitleme tekniği var, 4 tanesinden fazlasını kullanmanız mümkün değildir. MMA eldivenleri tutmaya uygun değildir. Ben her yıl Amerika’dayım, tüm MMA’cilerle antreman yapıyorum, hepsi dünya şampiyonu benden ders alıyor. MMA şampiyonları bana bizzat ‘Senin yaptığın realite biz şov yapıyoruz…’ diye bana itiraf ettiler.
MMA kuralsız değil diyorsunuz…
Tabii, bayağı kuralları var. Haydi biri beni yere aldı diyelim, alabilir; ama parmağı gözüne sokarsam ne yapacak? İnsanın gözü kör olursa nasıl dövüşecek? İnsanlar bunu anlamıyorlar. Ben herkese söyledim. Amerika’daki MMA beni anlıyorlar, çünkü onlara ispat ettim. Avrupa’da da şimdi yeni yeni anlamaya başladılar benim sayemde. Güçlü birini yere almak kilit teknikleri yapmak o kadar kolay değil. Zaten ona fırsat vermem ki, neden fırsat vereyim. Sokakta tatami yok ki, yerler taş… Ama farz et ki, beni yere aldılar. Yer dövüşünü de biliyorum ben, ama kısaltılmış versiyonu ve daha vahşice bir versiyonu bizdeki; kilitlendim mi, beni tutanı ısırırım, göze parmak sokarım… Şunu unutmayın ki sokakta mücadele 5 saniyede biter...
Avrupa da sizin düşüncelerinize ve felsefenize karşınıza çıkanlar oldu mu?
Avrupa da bu konuda çok seminerler verdim. Herkese de söyledim, ve her gelene de felsefemizi anlattım. Burada şunu da özellikle söylemek isterim mücadele sporlarına saygı duyuyorum. Herkese de spor yapmayı tavsiye ediyorum. Lakin kibirli, enaniyetli ve benim yaptığım stil herkesi döver diyerek insanlara teknik satan ve dövüşmeyi öğretmeyenlere hep karşıyım. Spor başka bir şey sokak bambaşka bir şeydir. Orada hızlı olman lazım çünkü zaman kısa. Karmaşık teknikler yapamazsın karşındakilere. Çünkü zamanın yok senin; belki arkadaşları vardır. Self defas kolluk kuvvetleri gelinceye kadar kendini savunman demektir.
Burada felsefen ne olursa olsun mücadeleyi kazanmak üzerine olmalı yoksa centilmenlik hayatına mal olur. Hakem yok, sağlık ekipleri yok… Sokak ile salon sporları ayrımını maalesef şu anda birçok kişi bilmiyor. Taktikal sistemlerin sportif yönleri olabilir lakin kategorileri farklıdır.
Sokağın salon sporlarından en büyük farkı çoklu dövüş eğitimlerinin olması. Bu konuda neler söylemek istersiniz?
Aynen. Biri ile mücadele ederken, bakarsın ki arkadan yirmi kişi koşmaya başlıyor. Yirmi kişiyi dövemezsin; yirmi kişide kırk kol, kırk bacak var, nefesleri daha çok. dolayısıyla bir B planın olmalı mutlaka. Strateji ile mücadele etmesini bilmen gerekiyor.
Sokaktaki dövüş mantalitesiyle ringde dövüş mantelitesi çok farklı şeyler, değil mi?
Boks, Kick Boks, Muay Thai gibi ringlerde eldivenler ile hakemin olduğu güvenli bir ortamda maç yapmak kolay. Sağlık ekipleri var, antrenörün var vs. Çok farklı bir atmosfer. Ringde ölüm korkun yok mesela. Bir örnek vereyim: Ringe giriyorsunuz. Bir, eldiven, iki bandaj, üç hakem, dört antrenörün, beş arkadaşların, altı sağlık ekibi, yedi kadınlar çıkıyorlar ya ringe, kaçıncı rauntta olduklarını gösteriyorlar, sokakta tüm bu söylediklerim yok...
Sokakta biri karşına geliyor, sana saldırıyor; ne yapacaksın? Karşındaki kişiye bir boksör gibi yumruk atarsan şayet, yumruğun adamın kemiğine veya kafatasına gelse parmakların ve bileğin kırılır... Bu ve bunun gibi tüm detaylar düşünülerek PFS’in felsefesi oluşturulmuş. Birgün ABD de Paul Vunak’ın evinde oturuyoruz. Yakın arkadaşı geldi oda dövüşçü. Vunak onu yanına çağırdı. Akşamdan beri düşünüyorum bir kişi bana şu şekilde saldırırsa ne yaparım diye. Hadi bana saldır dedi. Partneri psikopat birisi gerçekten deli gibi saldırdı. Vunak ona karşılık verdi. Sonrada evet bu teknik işe yarıyor, deyip kahvelerini yudumladır. Bu adamlar aşmışmar… Ego yok, kompleks yok, anlaşmalı taktik saldırı yok. Bundan dolayı sistem kendisini devamlı güncelliyor. Bende salonumda aynısını uyguluyorum. İşe yaramayan teknikleri salonuma sokmuyorum. İnsanları yanlış yönlendirmiyorum.
Sokakta kendine sporcuyum diye güvenmeyeceksin çünkü kesici ve delici aletler olabilir. Bu konuda neler söylemek istersiniz?
Tabii ki, hep dikkatli olacaksın. Kimseyi de hafife almayacaksınız… Bıçağa karşı savunma gösteren hocalar maalesef büyük bir hata içinde. Bir kişi çıplak el ile bıçağa karşı savunma yapamaz. Sizde bıçak konusunda uzmansınız sizin elinizden kim bıçağı alabilir. Dışarıda önemli noktalardan birincisi de mesafedir, en önemlisidir hatta. İkincisi, tuzak kurmak yani rakibi tuzağa düşüreceksin. Üçüncüsü, hızlı bir şekilde giriş yapacaksın bu da mühim. Sokakta zaman yok, hakem yok, doktor yok…
Özel Harekât birimlerine ders verdiniz. Bu konu hakkında neler söylersiniz.
İzmir, Afyon, Ankara ve İzmir Foçada da ders verdim. Ve şimdi İstanbul’a geldim. Bana bu imkanı veren kolluk kuvvetleri komutanlarıma çok teşekkür ederim. Dünyayı dolaştım lakin vatan hasretimiz bitmedi ve bu vatana bizim bir borcumuz var. Bu topraklarda yetiştik. Benim için onur verici. Onun için seminer verdim burada da. İlgi her geçen gün artıyor.
Ahmet Kaydul Hocam, çok teşekkürler…
Türkiye birçok egolu kişiler var. Lakin Hankando camiasında ego yok. Çünkü kendine güveniyor, artık aşmışlar felsefe olarak… Bende sizleri tanıdığım için mutlu oldum. Ben teşekkür ederim.