Çoğunuzun “Aa Sakarya’da müze mi varmış?“ dediğini duyar gibiyim. Zira burayı ararken duyduğum yorumların çoğu bu yöndeydi.
Sakarya Müzesi, en bilindik tarifiyle şehir merkezindeki gar meydanı tren istasyonunun bitişiğinde emniyet müdürlüğünün tam karşısında Semerciler Mahallesi, Milli Egemenlik Caddesi üzerinde yer almaktadır. Tüm görkemi ve zarafetiyle bizleri karşılayan bir mimarisi olan bu nadide bina, 1910-1915 yılları arasında dönemin Askerlik Şubesi Başkanı Binbaşı Baha Bey tarafından zemin katla birlikte üç katlı olarak inşa edilmiştir. Sonrasında Atatürk’ün yakın dostu ve milletvekili Hasan Cavit Bey tarafından satın alınmıştır.
17 Haziran 1922 tarihinde Mustafa Kemal Atatürk’ün annesi ile buluştuğu ve üç gün konakladığı bu ev, 1967 yılında meydana gelen depremde büyük ölçüde hasar görmüştür. Kültür Bakanlığı 1983’de burayı sivil mimari örneği olarak tescilleyerek içini betonarme olarak dışını ise aslına uygun şekilde restore etmiştir.
Sergi Salonları ve Eserler
Müze binası, bahçesi ile birlikte 1290 metrekarelik bir alan üzerine kurulmuştur. Bahçede, Sakarya ili sınırları içinde bulunan Roma ve Bizans dönemlerine ait taş steller sunaklar, yazıtlı taşlar, pişmiş topraktan devasa erzak küpleri sütun kaideler Osmanlı dönemine ait mezar taşları sergilenmektedir. Burayı gezdikten sonra kapalı olan zemin katın hemen üstündeki birinci kata çıkan yüksek ve oldukça uzun bir dış merdivenden birinci teşhir salonuna ulaşıyorsunuz. Bahçede olduğu gibi burada da tek tük olan ziyaretçi azlığı dikkatimi çekiyor. İnsanların avm’lerde nasıl koşturduğunu ve yoğunluğunu düşününce içimi bir burukluk kaplıyor. Neden bu kadar zengin bir tarihi olan başka bir millet yokken sahip olduklarımızın değerini bilmiyor kıymet vermiyoruz? Kafamda uçuşan bir sürü neden sorusuyla baş başa gezmeye başlıyorum. Neolitik paleolitik dönemden tutunda M.Ö ve M.S Anadolu’da yaşamış birçok uygarlığa ait çok çeşitli zengin bir kültürel miras bizi karşılıyor.
Müzenin sergi salonunda bulunan arkeolojik eserlerin bazıları şunlar: Madeni eşyalar cam eserler, paralar, yassı el baltaları, koku ve gözyaşı şişeleri, takılar, küpler bunlardan bazıları… Sakarya’nın yakın tarihi ve özellikle milli mücadele dönemine ait de bilgiler veren bu şirin müzede, üst kata çıktığınızda ikinci teşhir salonunda ziyaretçileri karşılayan el dokumanın ilk örnekleri size Anadolu ve Türk tarihinin Asya’ya uzanan kökleri hakkında bir fikir veriyor.
Burada yer alan etnografik eserlerden bazıları şunlar: Atatürk’ün kullandığı eşyalar, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemine ait kesici ve ateşli silahlar, mühürler, el işlemeleri, şamdanlar lambalar ayrıca müzeye bağışlanmış olan nakışlı ve el işçiliğinin nadide örnekleri olan yöresel çeşitli kadın ve erkek kıyafetleri zenginliktir mirasımız hakkında ipuçları barındırıyor.
Müzenin içindeki eserler, tarih öncesi çağlardan başlayarak Roma ve Bizans dönemlerine, hatta Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerine kadar uzanan bir zaman dilimini kapsamaktadır. Müze, ziyaretçilere hem tarihi hem de kültürel bir yolculuk sunmaktadır. Yalnızca pazartesi günü kapalı olan müze diğer günlerde 09:00-17:00 arası devamlı açık ayrıca ücretsiz… Sakarya ilinin ve bölgenin köklü geçmişine dair izler sunan bu küçük şirin müze siz değerli tarih severleri bekliyor.