PROF. DR. NECMETTİN ERBAKAN VE MİLLÎ SANAYİİ GAYRETLERİ

Ülkemiz ve Büyük Türk Milleti 300 yıldır direnmekte ve ayağa kalkma mücadelesi vermektedir. İslâm Dünyası’na öncülük etmesi, sorumluluk alması nedeniyle İslâm Dünyası da topyekûn bu kavganın parçasıdır.

         Son yüzyılda emperyalizme karşı mücadele veren Türk Münevverinin en büyük başarısı Millî Mücâdele’dir. Sonuçları, Lozan dâhil kazanımlar, kayıplar, devrimler, sanayi ve eğitim alanındaki reformları tartışmıyorum.

         Son 300 yılda yine fikir ve mefkûre dünyamızda da ciddi bir bunalım yaşanmıştır, yaşanmaktadır. Özellikle Cumhuriyet Türkiye’si yeni bir Türk yaratmaya karar vermiş ancak kantarın topuzunu değerler sistemimiz aleyhine kaçırmıştır.

         Yabancı etkisi İngiliz, ABD vd. Muhipler Cemiyetleri ile Millî Devlet algısını sulandırırken aynı etki cumhuriyet sonrası radikal lâik Batıcı kesimlere de el atmıştır. İngiltere işgâl ettiği Arap Ülkeleri, Pakistan-Hindistan ve Mısır sonrası İslâmî referansları olan okullara (Ezher gibi), entelektüellere de el atmıştır. Gerçekten de son yüzyıl İslâm adına düşünce üreten Sünnî, Şiî dinî eserlerde bu etki görülür.

         2. Dünya Savaşı sonrası NATO ile ABD etkisi, SSCB ile Komünist etki ülkemizde halk ve devlet üzerinde ciddi baskı oluşturmuştur.

         Tüm toz duman içinde karşı duruş ilk olarak Mareşal Fevzi ÇAKMAK’ın kurduğu MİLLET PARTİSİ ile ete kemiğe bürünmüştür. Demokrat Parti deneyimi ise çözüme katkı sağlamaya sosyal anlamda gayret ederken sanayii gayretleri düşündürücüdür. NATO baskısı 2000’li yıllara kadar etkilidir.

 

         1960 İhtilâli sonrası NATO Bloku ile SSCB arasındaki çekişme çevresinde gelişen fikir ve siyasi hareketler ülkemizde 1970’li yıllarda iç savaşa dönüşmeye kadar gitmiştir. Bu toz dumanda birçok fikir adamı çıkmıştır. Ancak siyasi anlamda iki kişi Millî Cepheyi toparlamış ve fikir dünyasını şekillendirmiştir.

         Albay Alparslan TÜRKEŞ ve Prof. Dr. Necmettin ERBAKAN…

         Merhum TÜRKEŞ Millî bir düşünce hareketi oluşturmuş ve adına ÜLKÜCÜLÜK diyerek MHP (Milliyetçi Hareket Partisi)’ni kurmuştur. Merhum ERBAKAN ise Millî Görüş Hareketi’ni başlatmış ve Millî Nizam Partisi’ni kurmuştur. Emekleriyle biri Başbuğ TÜRKEŞ, diğeri ERBAKAN Hoca olarak Millet tarihimizde yerlerini almıştır.

         Bu iki büyük insan 1980 İhtilâli’ne kadar çoğunlukla birlikte hareket etmişlerdir. Birisi İslâmî referansları ve üretimi/sanayii öne alırken, diğeri Türk Milletinin birliği, devletin ihyâ ve idâmesini daha önde görmüştür. Bu gün bu iki öncünün başlattığı Millî Düşünce ve siyaset CUMHUR İTTİFÂKI çatısında omuz omuza sorumluluk almış ve ülkeyi yönetmektedir. Bu iki yolun hassasiyetleri aynı temeller üzerindedir. Sadece önceliklerinde farklar vardır.

 

         Merhum ERBAKAN Hocamızın örnek hayatının sadece üretim ve Millî Sanayimize katkıları yönü ile inceleyeceğiz.

         a. Merhum Hocamız üniversite öğrencilik dönemi, akademisyenliği sürecinde ARGE katkısı, Almanya’da meşhur Leopard tanklarının motorlarını tasarlamış ve yapmıştır.

         b. Siyasette iken döt ana mihverde mücadele ettiğini görmekteyiz.

         1. Ağır Sanayii Hamlesi

         2. İhtiyaç olan fabrikaların sosyal yapıya da uygun olarak ilgili şehirlerde kurulması ve işletilmesi.

         3. Organize Sanayii Bölgeleri kurarak küçük ve orta ölçekli sanayinin yaygınlaştırılması

         4. Özellikle Kıbrıs Savaşı’ndan sonra ABD ve Batı’nın ambargosuna karşı ASELSAN, HAVELSAN gibi Savunma Sanayii’ni güçlendirecek kuruluşların kurulması

         c. Siyasî Hayatı ölene değin süren ERBAKAN Hocamızın aktif siyaset sonrası özellikle Özdemir BAYRAKTAR Bey gibi bağlılarını yönlendirmesi ile ki şu sözü meşhurdur. “Siz bir uçak gemisi yaparsanız onlar da yapacak. Siz onların yaptığını elektronik olarak kontrol altına alabilirseniz, uçak gemisini etkisiz hâle getirecek tedbirler alırsanız muvaffak olursunuz.” neviinden yaptığı yönlendirmeler ile İHA/SİHA teknolojilerine öncülük yaptığını söyleyebiliriz.

 

         Hâsılı; Türkiye’nin bunalım yaşadığı 1970’li yıllarda ağır sanayiden söz etmek, insanlara hayalcilik gibi geliyordu. Ancak ERBAKAN bu hayali gerçeğe dönüştürerek, ufkumuzu açan bir lider oldu.

         Ağır Sanayi Hamlesi o yıllarda herkesin diline düşmüş ve halkın büyük bir umudu haline gelmişti. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı olarak Prof. Dr. Necmettin Erbakan yaptığı konuşmalarda halka düşüncelerini anlatıyor, onların desteğini alıyordu.

         Mayıs 1974'te yaptığı bir konuşmada “Türkiye'de fabrikaların yalnız iki, üç ilde toplanmış olması doğru değildir. Biz bu dengesizlikleri gidermeyi vazife biliyoruz. Yurdumuzu bütünüyle kalkındırmak hedefimizdir. Bunun için inşallah her ile fabrika kuracağız. Türkiye'nin sanayileşmesi davası ana davamızdır. Milli, güçlü, süratli ve yaygın kalkınma mutlaka gerçekleştirilecektir. Bu hamlemizi hiçbir bahane, hiçbir zihniyet, hiçbir tutum engelleyemeyecek ve geciktiremeyecektir. Milletimiz bu hamleyi istemektedir ve yapacak imkânlara sahiptir. Milletimizin bu arzusunu yerine getireceğiz. Yeniden büyük Türkiye İdeali mutlaka gerçekleşecektir.” diyordu.

         Temmuz 1975'te ise “Bu plan devresinde, hedefimiz sadece fabrikalar açmak tesisleri kurmaktan ibaret değil, fabrikaları kurabilen en ileri teknolojiyi bilen, takip eden ve daha da geliştirebilen mühendislik bürolarına, teknik Erkân-ı Harbiye’ye, mühendis teknisyen ve sanatkâr kadrolarına sahip olmakta ana hedefimizdir.” diyerek ağır sanayi için gereken insan gücünün yetiştirilmesi için de gayret göstereceklerini ifade ediyordu.

         Erbakan Mayıs 1976'da “Başlattığımız bu ağır sanayi hamlesi cumhuriyet tarihinin en büyük kalkınma hamlesidir.” diyor, Temmuz 1976'da da “Demir çelik tesislerimizi büyütüyoruz, arttırıyoruz, makine imalat fabrikalarımızı tesis ediyoruz. Motor, elektronik, elektromekanik, takım tezgâhları sanayimizi kuruyoruz. Bu kalkınmamız müstemleke tipi kalkınma değil, Lider ülke Türkiye kalkınmasıdır.”, Ekim 1976'da “Bu kurduğumuz fabrikalar montaj fabrikalar değildir. Hakiki imalat fabrikalarıdır. Fabrika kuran fabrikaları, makine yapan makine sanayini kuruyoruz.”, Ocak 1977'de “Büyük tarihi ağır sanayi hamlemizi, “Manevi Kalkınma” hamlesiyle beraber yürüttüğümüz için bu kalkınma hakiki kalkınmadır, sağlam kalkınmadır.” ve Ekim 1977'de “Türkiye sadece kendi tesislerini kendisi kuran bir ülke olmakla iktifa etmeyecek, dış ülkelere, kardeş Müslüman ülkelere de fabrika kuran bir ülke haline gelecektir.” diyerek bu günlere işaret ettiğini, hedefleri planlayıp yönlendirdiğini görüyoruz.

         1977 yılında sadece hükümet ortağı olarak başlatılan “Ağır Sanayi Hamlesi” sonucunda Başbakan Yardımcısı Prof. Dr. Necmettin ERBAKAN yapılanları ve projeleri şöyle ifade ediyordu:

         “Türkiye büyük bir devlettir. Devletimiz ne yapacağını bilmektedir. Milletlerarası yarışta en şuurlu, en büyük kalkınmayı milletimiz başarıyla yürütmektedir. Milletimizin nasıl yurdumuzu koruyan şanlı, şerefli bir ordusu varsa, Silahlı Kuvvetleri varsa, Türk Milleti olarak gördüğümüz diğer bir gerçek de milletimizin aynı zamanda büyük bir kalkınma ordusu da vardır. Milletimiz ağır sanayini kurup dünyanın en ileri ülkeleriyle boy ölçüşmeye karar vermiştir. 1975 yılında dünya milletleri arasında 25. noktada iken, sadece bir plan devresinde 15. noktaya zorlamak, 10 sene içerisinde de bütün dünyadaki ilk 10 ülke arasında yer almak milletimizin kararıdır ve bütün bu çalışmaların hedefidir.

         Bütün bu çalışmalar Türkiye’de aynı zamanda büyük bir ulaşım şebekesiyle beraber yürüyecektir. Önümüzdeki yakın yıllarda 16 bin kilometre yüksek standartlı yollara sahip bir ülkeyi önümüze bir hedef olarak almış bulunuyoruz. Avrupa-Asya otobanı yapılacak, yurdumuzun içerisinde birçok ağır sanayi otobanları yapılacak, dünyanın bu kilit noktasında dünya ulaşımı ve bu ağır sanayi ulaşımının gereklerini bir yandan adım adım yerine getireceğiz. Bu yolların arasında sadece 1975-1982 arasında yapılacak olan 200 büyük sanayi tesisi huzurlarınızdadır.”

         Erbakan Hocam ile yüzlerce fabrikanın temelleri atıldı. Ancak bu gayretlere Hükümetin başı Süleyman DEMİREL ve sıkça iktidar değişirken B. ECEVİT’in başını çektiği sol hükümetler destek vermediği gibi yıkmaya çalıştılar. O dönemde ülkedeki gelenekçi İslâmi cemaat ve tarikatların tamâmına yakını S. DEMİREL’i destekliyordu ve Merhum N. ERBAKAN Hocamıza en büyük düşmanlığı yapmaktan hayâ etmiyorlardı. Attığı temellerle dalga geçiyorlardı. Bunu özellikle belirtiyorum. Eğer ülkemizde hassâsiyet İslâmî değil de cemaat/tarikât olursa her türlü münafıklık ve kötülüğü bekleyiniz. 15 Temmuz İhâneti tam da bunun sonucudur.

         Tüm olumsuzluklara ve aleyhte düşmanlıklara rağmen; 18 Çimento Fabrikası, 16 Gübre Fabrikası, 14 Şeker Fabrikası, 23 Sümerbank Fabrikası, 6 SEKA fabrikası, 77 Büyük Sanayi Tesisi, 63 Organize Sanayi Bölgesi ve 250 Küçük Sanayi Sitesi.

         Bütün bunlara ilaveten 7 demir çelik tevziat ve yeni kuruluşlar, 32 Ağır Makine Fabrikası ve MKE’nin makine sahasında yeni büyük atılımları, 4 Takım Tezgâhı Fabrikası, 10 Motor Sanayine ait Tesis, 11 Elektromekanik Sanayine ait Tesis, 3 Araştırma Merkezi, 4 Elektronik Sanayine ait Tesis, Telekomünikasyon Sanayine ait 1 Tesis, 1 tane de Uçak olmak üzere 72 adet Ağır Sanayi Kuruluşu sadece 5 yıl içinde yani 1982 yılına kadar başlanıp bitirilmek üzere hedefe alınmıştır.

         Bütün bunlar yaklaşık 462 tane tesis olup Cumhuriyet Tarihi’nin en hayırlı yatırımları arasındadırlar.

 

         ERBAKAN Hocam İslâm Birliği anlamında da büyük emekler vermiştir. D-8 Ülkeleri şahsi gayretleri ile meydana gelmiştir. Maksat, emperyalizmin gücünü kırmak, baskısından kurtulmaktır.

         ERBAKAN Hocam da “Tam bağımsızlık ekonomik bağımsızlıkla olur.” diyen bir Devlet Adamıdır.

 

         Özetle; ERBAKAN Hocamız’ın Millî Sanayii için verdiği emekleri:

         1. Millî ARGE ve Yatırım Planlama Faaliyetleri.

         2. Ağır Sanayii Kurma ve İşletme Faaliyetleri.

         3. Sanayii’nin adalet ve üretim planı kapsamında yurt sathına yayılması ve altyapısının planlanması.

         4. Küçük ve Orta ölçekli sanayii teşvik ile OSB’nin (Organize Sanayii Bölgeleri) kurulması.

         5. Savunma Sanayii’nin devlet eliyle kurulması ve yaygınlaştırılması. ASELSAN gibi.

         6. Stratejik Planlama yaparak stratejik sanayii hamlelerinin planlanıp öncülük edilmesi.

         7. ETKİ-TEPKİ-ZAFER eksenli üretime odaklanarak, mutlak başarının hedeflenmesi.

         8. GÜÇLÜ VE BÜYÜK TÜRKİYE İDEÂLİ’nin tüm alanlarda asıl hedef olarak görülmesi şeklinde özetleyebiliriz.

 

         Necmettin ERBAKAN, üst derece bir devlet memurunun oğlu olarak doğdu.

         Devletine dâima bağlı kaldı.

         Devlet kurumlarına devamlı azami saygı gösterdi. 28 Şubat Süreci’nde devletin başına çullanan darbecilere kızıp bir kez dahi Şanlı Ordumuzun Şahs-ı Manevî’sini tâhkir ve aşağılamadı. 12 Eylül Öncesi dönemde kendisine inanan, güvenen vatan evlatlarını sokak olaylarından korumayı başardı. Bu günün türedi devlet, millet, Millî terbiye Düşmanı anarşist sözde İslamcılarına asla fırsat vermedi.

 

         Allah’ım Necmettin ERBAKAN, Alparslan TÜRKEŞ gibi devlet adamlarına lâyık olmayı bizlere nasip eylesin.

         Allah’ım fedàkârlık, idrâk ile çok çalışmayı, üretmeyi, GÜÇLÜ VE BÜYÜK TÜRKİYE’yi ihyâ etmeyi bizlere nasip eylesin.