Terör güçlünün diğer ülkelere ve insanlığa karşı kullandığı en alçak yöntem.
Teröriste haklı sebepler sunar onu köpekleştiren…
Mankurt[1] bilirsiniz. Şuurunun işkence ile kaybettirildiği insanlıktan çıkmış köpeklerden daha idrâksiz insan.
Cengiz AYTMATOV’un hazin MANKURT Hikâyesi’ni bilirsiniz. Mankurt sonunda annesi Nayman Ana’yı öldürür.
Terörist tiplerinden biri de Hasan Sabbah’ın Haşhaşileridir. Adı üzerinde uyuşturucu, kadın vb. yöntemlerle köleleştirir Fedàilerini…
Günümüzde teröristler birkaç grup…
1. Ücret/Menfaat Karşılığı terörist faaliyetler icra edenler.
2. Ulvî sebepler oluşturulup kandırılanlar. (Bu grup içeriden devşirilir.)
3. Profesyonel azmettiriciler. (Bunlar genelde doğrudan istihbarat servisleri ile içiçedir.)
4. Amatörler ve sempatizanlar.
5. Kaynak/Lojistik, altyapı sağlayanlar…
Sebebi ne olursa olsun son günlerde terörist olaylarda, terör eylemlerinin çeşitlerinde, terör örgütlerinin sayısında görünür bir artış var.[2]
PKK’nın düzenli terör birliklerini yurtdışına çıkarttık, ancak şehirler, kasabalarda, siyasî zeminde PKK’nın durum nedir? Düşünün PKK’nın siyasî uzanımı Avrupa Parlementosu’nda dahî ülkemiz adına aleyhte rapor imzalıyor.
DEAŞ kısmen mülteci hareketliliği ile paralel eylemler yapıyor. Son yıllarda DEAŞ adına eylem yapanların tamamı yabancı.
Sol örgütler, siyasî partiler kurunca yavaşlamışlardı. Ancak Adliye Sarayı Baskını gösterdi ki onların da düğmesine basılmış.
12 Eylül 1980 Sonrası “Yıkıcı, Bölücü Faaliyetler”[3] adlı bir kitap yayınlamıştı Genel Kurmay Başkanlığı… Burada özetle tüm aşırı unsurları tehdit olarak göstermişlerdi. Bir kısmına kızıyordum o zamanlar.. Şu an geldiğim nokta mı? Kesinlikle hak veriyorum.
Düşman hassasiyet kisveli aşırı unsurları kullanıyor. Maalesef kendilerinin bazen haberi bile olmuyor. Yıllar sonra ilişkilerin bir kısmı açığa çıkıyor ama hàlà inanmayan uçlar kalıyor. Hâsılı her türlü aşırılık fitne ve bölücülüğe meyyal yapılara fırsat veriyor.
Terör kapsamında olmayan bir de sosyal yapımızı, sanat, sinema, müzik, edebiyat, STK vs. çalışması diye tahrip eden, sapkınlığa, soysuzluğa özendiren gayretler var. Bunlar da aslında SOSYAL TERÖR kapsamındadır. Bunların tahribâtı da Yıkıcı Bölücü, İhânet Faaliyetleri kapsamında değerlendirilmelidir. Özellikle eşcinsellik ve pornografiyi özendiren faaliyetler dünyanın bazı ülkelerinde devlet başkanlarının emirleri ile yasaklanmıştır.
Batı ve emperyalizmin demokrasi ve insan hakları gibi iki oyuncağı ve putu var. Ama kendileri için geçerli değil. Hani Hz. Ömer anlatır. “Peynirden put yapardık, acıkınca yerdik.” diye…
“Demokrasi ve İnsan hakları Batı’nın ve emperyalizmin peynirden putlarıdır. Üçüncü ülkeleri sömürürken ve müdahale ederken kullanırlar ve taptırırlar. Kendilerine gelince pekâlâ çiğnerler.”
Terör, Silahlı Eylemler, yıkıcı fitnenin aşamalarıdır. Peki, bu yapıların nihàî amacı nedir? Yıkmak, yok etmek, tahrip etmek… En kötüsü de kalıcı düşmanlıklar oluşturmak…
İslâm Dünyası’na bakınız..
Sanki Hz. Hüseyin ve Yezid sağ. Hâlâ bölünmüşlük devam ediyor ve derinleşiyor. Kim eliyle peki? Başta İngiltere olmak üzere ABD, Fransa, Rusya, Almanya gibi dış güçlerin eliyle…
Bu alçak oyunları ve bölünme nedenlerini yenmeliyiz.
Aynı şekilde bölücülük yapanlar, mezhepçilik yapanlar, tarikatçılık yapanlar, her türlü ötekileştirenler kesinlikle gayrimillî yapılardır. Müsamaha gösterilemez.
Terör Faaliyetleri aşamaları ile neleri içeriyor?
1. Propaganda ve iknâ faaliyetleri. Burada en etkin olan gri propaganda. Yani doğruların içine sokulan yalanlar…
2. Teşkilatlanma ve eylem safhası.
3. a. Silahlı terör faaliyetleri safhası.
b. Kamuda örgütlenme ve paralel yapılar oluşturma safhası
4. Faaliyetleri siyaset ve uluslararası alana taşıyarak meşrûiyet kazanma safhası. Bu safhada yerel yönetimlerde de etkinleşilir.
5. a. Düzenli askerî birlikler oluşturma ve kurtarılmış bölgeler oluşturma safhası.
b. Millî bütünlüğü otonom ve yerel yönetimlerle bozma, federasyon safhası.
6. Tamamen imhâ ve yıkma safhası.
Not: a. maddeleri PKK gibi bölücü yapılar için, b. maddeleri FETÖ tarzı yapılar içindir.
Terör, yıkıcı, bölücü, fitne nasıl engellenir?
Öncelikle PSİKOLOJİK HARP/HAREKÂT faaliyetleri ile. Algı Yönetimi diyorlar ya! Bu sadece bir tanesi. Evet devlet, Millî Menfaatlerin ve geleceğin ihyası için Yüce Milletimizin mefkûresine uygun olarak hedefler ve önleyici bilgilendirmeyi, faaliyetleri belirler.
Misâl mi? Belirlenen mefkûre ve resmî ideoloji, devleti yönetenler ve devlet memurları, ülkenin aslî unsuru Türk Milleti’ni ve Türk kelimesini tartışılır hale getiremez.
Özellikle din anlatan cahil insanlardan yüce dinimizi de Müslüman Milletimizi de korumak devletimizin görevidir. “Allah ile aldatmak” diye kitap yazılan bir ülkeyiz. Yazık değil mi bize…
Sözde aydın, lâiklik ve Atatürkçülük kisvesi ile Millî değerlere, yüce dinimize saldıranlara karşı da devlet tedbir almak zorundadır.
Aldatmaların söz ve iddialarının menşeine de bakmak lâzım.
Bu gün Milletimizin değer verdiği mukaddesât maske yapılarak, siper edilerek arkasında kötü niyetler saklanarak fitne yayılıyor. Peki, bunları kim ifşâ edecek ve engelleyecek?.. Başta devletimiz olmak üzere hepimiz…
Devlet terör faaliyetlerine karşı ne yapıyor?
Emniyet ve Şanlı Ordumuz, şimdi MİT ellerinden geleni yapıyorlar.
Peki, fizikî engelleme yeter mi? Elbette yetmez…
Ön alma anlamında neler yapılmalı?
İletişim Başkanlığı, Millî Eğitim Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı, YÖK ve Türk Tarih Kurumu, TİKA gibi kuruluşlarla Millî Düşünce ve Mefkûreyi yeniden tesis etmelidirler.
Türk Devleti ve Milleti’nin tarih tezi var mı? Varsa Kürt Kardeşler, Bulgarlar, Osmanlı Medeniyet Toprakları, Dış Türkler… Bu Millî tarihin neresinde? Türk kim?
Ayrıca Yurtdışı Türkler Akraba Topluluklar Haritaları’nda Kürtler neden yok? Hristiyan ve Musevî Türkler neden yok?
İslâm Dini… Yüce Dinimiz… Yurt sathında yozlaşma ve bozulmasına karşı kim mücadele ediyor? Mücadele ediliyorsa bu Muz Tarikatı, FETÖ vd. nereden çıktı? Nasıl çıktı? Peki, herkes birbirini ithâm ediyor “Onlar yanlış vb.” diye. Doğrusunu söylemesi gereken Diyanet neden işini yapmıyor?
Dinimizin diğer İslâm Ülkeleri’nde doğru anlatılmasını kim üstlenecek? Dış Türkler, gayrimüslim Türkler başta olmak üzere diğer insanlara kim hangi söylemlerle ve kaynaklarla tebliğ ve irşâd faaliyetlerinde bulunacak?
Aziz Milletim…
Terörle, ihanetle, fitne ile mücadele ilgili devlet kurumlarının sorumluluğudur. Fert fert her birimizin de görevidir. Yanımızda Millî menfaatlerimize aykırı cümle söylendiğinde lisân-ı münâsiple cevap vermeliyiz. Suç işleniyorsa derhal kolluk kuvvetlerini aramalıyız.
Devlet ve Milletimizi, Dinimiz ve Vatanımızı korumak ve kollamak, Büyük ve Güçlü Türkiye’nin ihyâsı için mücadele etmek hepimizin geleceğe dönük sorumluluğudur. Unutmayalım ki teröre varan sosyal hareketler bilinçli ve sorumlu bireyler eliyle engellenir.