Bugünden itibaren İstanbul'da, Kuzey Afrika'dan gelen yoğun çöl tozlarının etkisiyle hava kirliliği artacak. Bu fenomenin şehirde yaklaşık bir hafta süresince devam etmesi bekleniyor. Çöl tozları, rüzgarlarla birlikte İstanbul’a doğru hareket edecek ve havada ciddi bir bulanıklık meydana getirecek. Bu durum, özellikle solunum yolu rahatsızlıkları olan bireyler için sağlık açısından tehlikeler oluşturabilir.
Uzmanlar, hava kalitesinin düşmesinin yanı sıra, toz birikintilerinin araçlarda, binalarda ve diğer açık alanlarda gözle görülür bir şekilde birikebileceğine dikkat çekiyor. Ayrıca, bu olayın gözle görülür etkileri arasında gökyüzünün hafif sarımsı ya da turuncu bir ton alması ve havadaki nem oranının da normalden daha düşük olması bekleniyor. Bu süreç boyunca İstanbul halkının, özellikle astım ve alerji gibi hastalıkları olan kişilerin dikkatli olmaları ve dışarıda uzun süre kalmamaya özen göstermeleri öneriliyor.
Çöl tozlarının İstanbul'u etkisi altına alması, şehrin hava kalitesini önemli ölçüde düşürürken, aynı zamanda meteorolojik olayların da değişmesine yol açacak. Bu tür hava olayları, sadece çevreyi değil, halk sağlığını da doğrudan etkileyen önemli bir doğal fenomen olarak dikkat çekiyor.
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) İklim Bilimi ve Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Toros, bahar aylarının başlangıcıyla birlikte Sahra Çölü, Kuzey Afrika ve zaman zaman Arap Yarımadası'ndan atmosfere karışan tozların rüzgar akımları aracılığıyla farklı bölgelere taşındığını belirtti.
Bu olayın doğanın normal bir parçası olduğunu vurgulayan Toros, ısınan çöl alanlarından yükselen tozların, rüzgar akımlarıyla Avrupa ve Türkiye’ye kadar ulaşabildiğini ifade etti. Prof. Dr. Toros, bu tozların yüksek basınç sistemleri ve rüzgar akımlarının etkisiyle taşındığını, bunun da hava kalitesinde değişikliklere yol açabileceğini, ayrıca atmosferde belirgin bir renk değişimi yaratabileceğini söyledi.
Çöl tozlarını araçlarda ve yüzeylerde görebiliriz
Prof. Dr. Toros, İstanbul'un bugünden itibaren Kuzey Afrika’dan gelen çöl tozunun etkisi altına gireceğini ve sayısal hava tahmin modellerine göre, bu etkinin bir hafta boyunca süreceğini belirtti. Çöl tozlarının araçların üstlerinde ve yüzeylerde görülebileceğini ifade eden Toros, bu tür toz olaylarının yalnızca yerel yağışlarla sınırlı kalmadığını, şu anda çöl tozlarının Güney Avrupa ve Doğu Avrupa'yı etkilediği gibi, Türkiye’nin büyük bir bölümünde de etkili olacağını kaydetti.
Prof. Dr. Toros, çöl tozlarının atmosferde farklı yüksekliklerde yer alabileceğini belirterek, bazen yer seviyesinde daha az hissedilebileceğini, ancak özellikle güneşin doğuşu ve batışı sırasında havanın sarı, turuncu ve kırmızı tonlarına bürünebileceğini, bu durumda gökyüzünün daha puslu ve kızıl görüneceğini söyledi. Bu etki bazı günlerde daha belirgin hale gelebilir.
Açık hava aktiviteleri biraz azaltılmalı
Çöl tozlarının insan sağlığına olası etkileri hakkında da bilgi veren Toros, bu tozların içinde ince kum, kil ve mineral parçacıkları bulunduğunu, bu maddelerin atmosferle karışarak hava kalitesini düşürdüğünü aktardı. Özellikle solunum yolu hastalıkları bulunan bireylerin dikkatli olmaları gerektiğine dikkat çeken Toros, şunları söyledi:
"Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın hava kalitesi izleme istasyonları verilerine göre, PM10 ve PM2.5 seviyelerinde artış gözlemleniyor. Çöl tozları, özellikle astım ve bronşit gibi solunum yolu hastalıklarına sahip kişileri olumsuz yönde etkileyebilir. Yaşlılar ve kronik rahatsızlıkları olan kişilerin dışarıda uzun süre vakit geçirmemeleri ve gerekli önlemleri almaları önemlidir. Yoğun çöl tozu dönemlerinde açık hava aktivitelerinin azaltılmasında fayda vardır. Özellikle spor yapanlar ve dışarıda çalışanlar, hava kalitesine özen göstermelidir. Çöl tozunun yoğun olduğu günlerde dışarıda uzun süre bulunmak, göz ve cilt tahrişlerine ve solunum sıkıntılarına yol açabilir."
Doğal gübre işlevi görüyor
Prof. Dr. Toros, çöl tozlarının bazı olumsuz etkilerinin yanı sıra doğaya faydalı yönlerinin de bulunduğunu belirtti. Özellikle bahar aylarında bu tozların tarımsal ekosistemler için önemli bir besin kaynağı sağladığını ifade etti. Sahra Çölü’nden gelen tozların fosfor ve demir gibi mineraller bakımından zengin olduğunu belirten Toros, bu tozların, bahar mevsiminde bitkilerin en fazla besin ihtiyacı duyduğu dönemde doğal gübre görevi gördüğünü söyledi. Toprak yüzeyine çöken bu mineral yüklü tozların, bitkilerin besin ihtiyaçlarını karşılamalarına yardımcı olduğunu kaydetti.