KOCA ARAP VE İSLÂM DÜNYASI’NIN YERİNDE HAMAS MI KALDI?
NEREDEN, NEREYE!...
İŞİN ÖZETİ NE OLUR PEKİ?
Son üç-dört yıldır içi boş hamàsetin ne kadar büyük bir düşman olduğunu gördüm. Narkozlanmaktan başka bir şey değil. Hem de öyle bir narkoz ki aynı anda toplumları uyuşturuyor, fertleri uyuşturuyor…
Hamàset, ilaç gibidir. Gereği kadarı faydalı, fazlası zarardır. Peki, kim ayarını söyleyecek? İlim ehli. İlim ehli de hamàsete tevessül ederse bu toplumları bataklığa götürür.
HAMAS’ın son eylemi Türkiye’de, İslâm Ülkeleri’nde, hatta Dünyada doğru değerlendirildi mi?
Hayır!..
HAMAS bu eylemi neden yaptı? Eylem kararında MOSSAD etkisi, İran Etkisi, CIA, MI6 Etkisi var mıydı? Hatta MİT Etkisi var mı?
Son 50 yıldır İslâm Ülkeleri, Osmanlı Milletleri ve Devletleri, Osmanlı Coğrafyası’nda müthiş kan, zemin ve itibâr kaybediyor. 1. Dünya Savaşı’nda dibe vuran izzetimiz, İstiklâl Harbimiz ve yeniden yapılandırdığımız devletimiz ile bir parça toparlamıştı. Son yıllarda R. T. ERDOĞAN ile çıkışa başlayan devletimiz ve itibàrımız düşmanlarımızı ve içerideki işbirlikçileri tarafından Neo-Osmanlı ithàmı ile örselenmeye, engellenmeye çalışılıyor.
2. Dünya Savaşı’nda Kıta Avrupası’nda kozlarını paylaşan Batı yine sömürdüğü, öldürmeye azmettiği HASTA ADAM’ın topraklarına tüm varlığı ile döndü. Hàlà bu gerçeği göremeyen insanımız var.
Gazze’de ne oldu?
İsrail’de radikaller kaybediyordu. HAMAS Saldırısı sonucu halkı etraflarına topladılar. Çünkü İslâm Ülkeleri’nde ve Dünya’da zulme karşı insanlar “Kahrolsun İsrail!” diyor ve Dünya’daki tüm Yahudî’leri bu barbarların arkasında topluyor. Kimse İsrail=Yahudî, Yahudî=Musevî değil demiyor. Oysa bu tam da Siyonistlerin istediği.
Düşünün İbrani (Sami) Soylu Yahudîlere Kudüs’ü vatan yapmak için Gerçek Yahudî Hitler’e Aşkenaz Musevîleri (%90’ı Hazar Musevî Türkü) öldürttüler. Yoksa kim giderdi Filistin Çölleri’ne?
Dünya’ya ve Musevîlere dünyanın en acımasız ırkçılarının Sami (İbrani) Soylu Yahudiler olduğunu gösterelim. İsrail ile ilk kez kendi alfabelerini öğrendiler, İsrail ile ilk kez İbranice Dili’ni kimse konuşmaz ve bilmez iken ölü bir dili dirilttiler.
İsrail, Haçlı Barbarlarının, İngiltere+ABD Mafyası’nın ve Siyonist Çete’nin ileri karakoludur.
“BÖYLE GİDERSE -İŞİN ÖZETİ...-
1914-18: OSMANLI HALİFE (İSLÂM) ORDULARI-HAÇLI İŞGAL ORDULARI SAVAŞI
1970: ARAP-İSRAİL (ABD+İNGİLTERE) SORUNU
2000: İSRAİL-FİLİSTİN SORUNU
2023: İSRAİL-HAMAS SAVAŞI (SORUNU)
MUHTEMEL Kİ;
2030: FİLİSTİN HARİTADA YOK.
2035: ARAP-İSRAİL SORUNU
2050: TÜRKİYE-İSRAİL SORUNU (SAVAŞI)
Veee...
En başa dönüş...
TÜRK-HAÇLI SAVAŞI” dedim. Şimdi kısa kısa açıyorum.
1914-18: OSMANLI HALİFE (İSLÂM) ORDULARI-HAÇLI İŞGAL ORDULARI SAVAŞI: İngiltere’nin başını çektiği Haçlılar, Müslüman Türk Milleti’ni Bölgemizden ve Anadolu’dan atmaya kararlı 1000 yıldır. Önce çevremizi (Balkanlar, Kuzey Afrika, Kafkasya ve Arap yarımadası) işgal ettiler. Sonra Anadolu’yu…
2. Dünya Savaşı dönemi ve sonrasında bölge bir süre sıcak çatışmalardan uzak kaldı. Sonra Yahudîleri Hitler’in katliamı ile Filistin’e taşımaya başladı İngiltere… Artık ABD de yanındaydı.
1970: ARAP-İSRAİL (ABD+İNGİLTERE) SORUNU: Arap Ülkeleri bir araya gelip petrolü kestiler. Bu dönemin başını çeken Kral Faysal ABD’nden gelen yeğeni tarafından şehid edildi. Coğrafyanın sarı Öküz’ü SADDAM’ı, sonra Kaddafi’yi ellerimizle verdik.
2000: İSRAİL-FİLİSTİN SORUNU: Dikkat edin sorun küçülüyor. Arap’tan Filistin’e indirgendi. Kudüs İsrail başkenti oldu. İsrail Filistin’i taşıdığı barbarlarla yağmalamaya ve katliamlara devam etti. Kimse durduramadı. Tüm Dünya seyretti.
2023: İSRAİL-HAMAS SAVAŞI: Sorun artık Filistin’le değil, HAMAS ile. Filistin’i yöneten kadro zaten Batı Şeria’daki katliamları yıllardır seyrediyordu. Hizbullah seyrediyordu. Koca bir İngiliz+ABD İşgâli’nin -İsrail kiralık katilli- katliamlarının muhatabı HAMAS kaldı.
İsrail ne kaybetti? İtibâr, statü, kamuoyu… Eyvallah da bu kaybı sürdürülebilir mi? Hayır!...
İsrail’in karşısında kim var?
Medya başta olmak üzere İsrail’e karşı Psikolojik Harp/Harekâtı –algıyı- kim yönetecek? Türkiye’de İletişim Başkanlığı var değil mi? Peki, burada bu işi bilen insanlar var mı? Oysa TSK’inde birlikler vardı. FETÖ oyunları ile kaldırıldı. Buradaki eğitimli personelden yararlanılıyor mu? Özür dilerim onlar Atatürkçü müydü? Hay Allah!...
Allah’a havale ediyorum.
Bir sürü İslâmcı geçinen gerek unsûriyet, gerek mezhebi bölücü kamuda istihdâm ediliyor. Helâl mi?
Allah elbet o Gazze’deki şehidlerin àhını hem katillere, hem de seyredenlere soracaktır.
HAMAS’ı azmettirenler arasında kimler var?
MOSSAD yani İsrail? İran? İngiltere? ABD? Meselâ ilk günlerin yalancı pehlivanı İran nerede? Hizbullah nerede?
Analiz etmeliyiz. Çünkü sonuçlarına bakınca İsrail’deki katil çete istediğini alıyor.
Hâli hazır durum ne?
Gazze yıkıldı. 15.000 şehit. Gazze’nin yarısı boşaldı, %25’i işgâl edildi. Batı Şeria’da katliam ve işgâller arttı. Bir kısım Yahudî işgâlcinin geri döndüğü söyleniyor ama bilemiyoruz.
Bu harekâtın kazananı Müslümanlara merhamet edip Müslüman olan insanlardır. Katliamda şehid olanlardır.
Şimdi; yakın gelecekte; MUHTEMEL Kİ;
2030: FİLİSTİN HARİTADA YOK. Filistin’den Filistin Devlet Başkanı vazgeçti. Arap Ülkeleri, İslâm Ülkeleri tamsiper… Gidiş o yöne. Acil ne yapılabilir? Gazze başta olmak üzere Müslüman nüfusun göçü durdurulmalıdır. Yerlerinde kalacağı tedbir alınmalıdır. İsrail’in en büyük korkusu İsrail’de Yahudî nüfusun azınlığa düşmesidir.
2035: ARAP-İSRAİL SORUNU: Filistin’den sonra Ürdün ve Suriye topraklarına İsrail saldırısı ve yerleşimci barbarlar aracılığı ile tıpkı batı Şeria’da yaptığı gibi yağmaya devam edecektir. Arap Ülkeleri’nden bir tepki beklemiyorum.
2050: TÜRKİYE-İSRAİL SORUNU (SAVAŞI): Bu savaşı ancak İsrail’de mevcut anayasa ve barbar İbrani-sami Soylu yönetimi devirerek önleyebiliriz. Burada Musevî Hazar Türkleri, İslâm Ülkeleri’nden İsrail’e göçen diğer Yahudîler en büyük kozumuzdur. Bu nüfus İsrail’in en az %80’idir. İsrail ya yıkılmalı bizden önce ya da yönetim ele geçirilmelidir. Yönetimde ancak israil’in demografik yapısını bozarak olur.
Ayrıca vaadedilmiş topraklar tezi de coğrafî değişimler öne sürülerek bozulabilir.
TÜRK-HAÇLI SAVAŞI: İsrail’in Türkiye ile başa çıkması mümkün değildir. Devreye orduları ile İngiltere+ABD+Fransa+Almanya girer. Rusya ve İran da bu bloka destek verir. Arap Ülkeleri tarafsız kalır. Şu andan bakınca manzarayı ben böyle görüyorum.
Bu konuda konuşacak çok şey var. Ancak, bilgimiz yetersiz. Mevcut bilgi ile de bu kadar değerlendirebiliyorum.
Özetle; HAMAS zafer kazanmadı. İsrail Katliamları artarak devam ediyor. Gazze’de nüfus dışarıya göçüyor. %25 fiili olarak işgâl edildi.
İslâm Ülkeleri gerçek manada bir araya gelip emperyalizmi topraklarından çıkaramadığı sürece, kaos, gözyaşı, katliamlar, en kötüsü de kardeş kavgaları devam edecektir.
Çözüm öncülük ve liderlik edecek Güçlü ve Büyük Türkiye’dir.
Bilin ki Büyük Türkiye hedef ve İdeali’ne hizmet etmeyen, çalışmayan, çalan, adaletsizlik yapan, fitne çıkartan, liyakâtsiz kadrolara çanak tutan herkes sadece Aziz Türk Milleti’ne değil, İslâm Dünyası’na, hatta mazlum insanlığa ihânet etmektedir.
Cumhurbaşkanımız ve Cumhur İttifâkı ülkemizin varlık mücadelesi için fedàkârlıkla çalışmaktadırlar. Yönetici kadrolarımızı ve halkımızı kuru kabadayılık ve aldatıcı hamàset ile aldatanlar kadar fırsat verenler de Allah indinde suçludur.
Bu devlet Dünya Türklüğü’nün ve Ümmet-i Muhammed’in son kalesidir, ümididir.
Türk Milleti’nin mes’ûliyetleri bir an bile unutulmamalıdır.
Yazıyı açıklamaları ile;
https://youtu.be/uP6CwGdmX8w?si=ZxE61IX8quARlaa0 buradan izleyebilirsiniz.
Vicdânlarımızı kanatması vesilesi ile HAMAS SÖZCÜSÜ “Ebu Ubeyde'den Tüm Müslümanlara Çağrı”yı sizlerle paylaşıyorum.
“Muhterem kardeşlerim size izzet ve şeref yurdundan, Gazze’den sesleniyorum. Sebat yurdundan, sabır yurdundan, Allah’ın takdirine rıza gösteren yurttan size sesleniyorum.
Bu mesajları siz Müslüman kardeşlerimize gönderiyoruz, belki de kısa bir zaman sonra sizinle birlikte bir daha olamayacağız. Allah’tan dileğimiz bu konuşacağımız şeyleri bizim lehimizde bir delil olarak amel defterimizde saklasın, aleyhimize bir delil olmasın.
Birinci mesajımız:
Müslüman kardeşlerimize deriz ki; Hepimiz Muvahhid Müslüman kimseleriz. Allah’ımızın hakkımızda takdir buyurduğu şeylere razıyız, asla ümitsiz değiliz, asla O’nun takdirine itiraz etmeyiz. Zaferin kısa zamanda ve acil bir şekilde gerçekleşeceğine inanıyoruz. Allah Teâlâ’nın bunu hakkımızda takdir edeceğine dair hüsn-ü zanna sahibiz.
Allah Teâlâ şöyle buyurmaktadır: “Sizden öncekilerin başına gelenlerin benzeri başınıza gelmeden cennete gireceğinizi mi zannediyorsunuz? Onlar büyük sıkıntılara maruz kaldılar, sarsıldılar.” Evet, biz de şu an büyük bir sarsıntıdan geçiyoruz. Ayet-i kerimenin devamında: “(Bu durum karşısında) Allah’ın elçisi: Zafer ne zaman diyecek… İyi bilin ki Allah’ın zaferi pek yakındır.”
Evet, biz de büyük sıkıntılara maruz kaldık, sarsıldık. Kalplerimize ve canlarımıza dokunan bir sarsıntıdan geçtik, ancak Rabbimizin rahmetinden hiçbir zaman ümidimizi kesmedik, kesmeyeceğiz. Allah Teâla Kur’an’ında: “Allah’tan ümidinizi kesmeyin.” Buyuruyor. Biz de Allah’ın rahmetinden ümidimizi kesmiyoruz. Rabbimizin kendi katına aldığı kardeşlerimizi şehitler olarak görüyoruz. Kalanları da büyük bir zaferin beklediğini düşünüyoruz. Bu Allah’a zor gelen bir şey değildir.
İkinci mesajım:
Ey beni dinleyen Müslüman kardeşim: Bana sadece duayla bile olsa yardımcı olabilirsin. Duà Müminin silahıdır. Sakın duayı küçümsemeyelim. Eğer sen bana büyük bir yardımda bulunamıyorsan bana edeceğin duayla Allah katında beraat edeceksin.
Evet, sizden isteğimiz dua edin bize. Çoluk çocuğunuzla toplanıp bize toplu dua edin. Secdelerinizde bize dua edin, sadaka verin, bize dua edin. Bizim duaya çok ihtiyacımız var. Peygamber Efendimiz SAV bir sıkıntıya maruz kaldıklarında ellerini açıp dua ederlerdi. Israrla dua edip, duasının kabul edileceğine ve tahakkuk edeceğine inanırdı.
Üçüncü mesajım:
Ey bu mesajımı dinleyen kardeşlerim: Bu mesajımızı dünyanın her bir köşesine ulaştırmaya çalışın. Zira hala ümmetin içerisinde uykuda olanlar var. Zaferin, kurtuluşun gökten Ebabil Kuşları'nın yardımıyla geleceğine inanıyorlar. Ama Ebabil Kuşları gelse belki de önce bizi ve sizi taşlayacaklar.
Gazze’de olup bitenleri her tarafa duyurun. Haberlerimizi dünyanın dört bir yanına duyurun. Çocuklarımızın içine düştüğü ızdıràbı aktarın. Gazze’nin her tarafı enkaz yığını haline geldi. Güvenilir hiçbir noktası kalmadı. Binalar, koca koca siteler, içinde oturanların üzerine devrildi. En ufak bir uyarı yapmadan, ani baskınlarla vahşice yapıldı bunlar.
Arkadaşlarımızdan, ailelerimizden tamamen, bütün aile fertleriyle dünyadan silinen, nüfus kütüğü silinenler oldu. Ailenin birinde yüz şehit, bir diğerinde elli şehit, diğerinde kırk şehit. Hayatta kalanları da ecellerini bekliyor burada.
Bunları size niçin söylüyoruz?
Kıyamet gününde sizin için bir mazeret teşkil etsin diye söylüyoruz. Zira Allah’ın huzurunda size Gazze’deki Müslümanlar için ne yaptınız diye sorulduğunda en azından bu bahsettiğim şeyleri yaptığınızı söyleyerek kendi beraatinizi sağlamış olacaksınız. Duà sizden herhangi bir külfet istemiyor. Duà sizden herhangi bir tekellüfte bulunmanızı istemiyor. Bunu esirgemeyin lütfen Gazzeli kardeşlerinize.
Caddelere meydanlara çıkıp, insanlara karşı bu zulmü haykırmanız sizden büyük bir gayret istememektedir. En azından gafil olan kardeşlerimizi bu şekilde uyarmış, onlara bu durumu hatırlatmış olursunuz. Allah’ın karşısında kıyamet gününde İnşàAllah bu eylemlerinizle mazur görülürsünüz...”
Ben bu mesajı okuyunca içim yandı.
Bilelim ki bu làkâyt kalışın Dünya ve àhirette elbet ibretli bir karşılığı olacak.
Strateji ve Yönetim Uzmanı
Emekli Yarbay Halil MERT