İkinci girişimi de sonuçsuz kaldı ve kazanan yine Kemal Kılıçdaroğlu oldu.
Kazandı demeyelim de, yine onun dediği oldu diyelim, daha doğru olur belki.
Şöyle bir cümle de kurabiliriz durumu tarif etmek için:
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun 29 Mayıs sabahı kolları sıvalı beyaz gömlekle verdiği “değişim” mesajının ömrü 79 gün sürdü.
Şimdi şunu soralım:
Çarşamba günkü basın toplantısının manşeti, “İmamoğlu İBB adaylığı için yeniden yola çıktı” mı olur, olmalı?
Yoksa, “İmamoğlu, Kılıçdaroğlu’na karşı bir kere daha kaybetti” mi?
Bu iki sorunun siyasi anlamını tartmak için bir teraziye koyduğunuz takdirde ikinci şık daha baskın gelecektir bana göre.
Sonuç itibarıyla birinci denemesinde Cumhurbaşkanı adayı olmayı başaramayan Ekrem İmamoğlu, ikinci denemesinde de sonuç alamadı, Kılıçdaroğlu’nu CHP’nin başından uzaklaştırmaya muvaffak olamadı.
O nedenle Çarşamba günü açıkladığı kararının manşeti, “İmamoğlu yeniden İBB dedi değil, İmamoğlu Kılıçdaroğlu’na karşı yine kaybetti” biçiminde olmalı.
İMAMOĞLU HALA 2019’UN SİYASİ DİLİYLE KONUŞUYOR AMA ŞARTLAR ÇOK FARKLI. SADECE TÜRKİYE İÇİN DEĞİL, KENDİSİ İÇİN DE.
İmamoğlu’nun Çarşamba günkü açıklamalarından şöyle bir kesit paylaşayım:
“İstanbul’u kazanan Türkiye’yi kazanır. Ben bu sözü çok önemsiyorum. Yerel seçimlerde İstanbul’u kazanmak büyük siyasi başarıdır. İstanbul’u kazanan belediye başkanı dünyanın en önemli şehrine hizmet etme onuruna ulaşır. O kişi, milletin takdirini kazanırsa bu başarı onu ulusal ve uluslararası siyasette önemli yere ulaştırır. Ben İstanbul’u kazanan Türkiye’yi kazanır sözünü seçim galibiyeti olarak algılamıyorum sadece.”
Lafız olarak baktığınızda itiraz gerektirecek pek bir şey yok gibi görünüyor bu cümlelerin içinde.
Ancak, biraz daha üzerinde durunca durum farklılaşıyor.
Birincisi, “İstanbul’u kazanan Türkiye’yi kazanır” iddiasının her zaman geçerli bir hüküm cümlesi olamayacağını 14 ve 28 Mayıs sonuçları ortaya koydu.
2019’da İstanbul’u kaybeden, 14 ve 28 Mayıs’ta Türkiye’yi kazandı.
Mayıs 2023 seçimlerinde İstanbul’da rakibi Kılıçdaroğlu’na göre daha az oy alan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye genelinde daha fazla oy alarak bu tezin her zaman doğru olmayabileceğini göstermiş oldu.
İmamoğlu, 2019’un siyasi diliyle konuşuyor ama Mayıs 2023 seçimleriyle birlikte şartlar da psikolojik atmosfer de değişti.
İstanbul galibiyetinin Türkiye’ye şamil olabileceğine dair muhalefet umudu, Mayıs 2023 seçimleriyle boşa çıkmış oldu.
4 yıl aradan sonra psikolojik üstünlük, muhalefetten uzaklaştı, Cumhur İttifakı tarafına geçti.
İMAMOĞLU’NUN BAKANLARLA YAPTIĞI GÖRÜŞMELER VE FOTOĞRAFLARA DAİR…
İBB Başkanı İmamoğlu’nun, Çarşamba günkü basın toplantısından sonra, Ankara’da bazı bakanlarla görüşmeler yaptığı ortaya çıktı.
İmamoğlu, Ulaştırma Bakanı Abdülkadir Uraloğlu ve Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’le yaptığı görüşmeyi kendi hesabından paylaştı.
İstanbul belediyesinin gelirlerinin büyük bir bölümü merkezi bütçeden aktarılan paradan oluşuyor.
2022 yılında bu rakam, bir önceki yıla göre yüzde 112 oranında artmıştı.
İmamoğlu’nun “engelleniyoruz” şeklindeki piar çalışmasını çürüten başlı başına bir örnek bu.
Türkiye’nin en büyük şehrinin belediye başkanının hangi partiden olursa olsun, Kabine üyeleriyle, Hazine ve maliye/Ulaştırma bakanlarıyla görüşmesi çok normaldir.
Normal olmayan, bu türden görüşmelerin ‘piar’ amacıyla kullanılması hatta suiistimal edilmesi.
Bu konuda Ekrem İmamoğlu’na ait 2,5 yıl öncesinden kötü bir örnek var.
Anlatalım…
İBB Başkanı İmamoğlu, AK Parti İl Başkanlığı’na getirilen Osman Nuri Kabaktepe’ye hayırlı olsun ziyaretinde bulunuyor.
Devamında İmamoğlu’nun güdümündeki İBB Haber isimli internet sitesinde İmamoğlu’nun Kabaktepe’yi ziyaretinden bahisle şöyle bir paylaşım yapılıyor.
“İBB Başkanı olarak Ekrem İmamoğlu, AK Parti İl Başkanı Osman Nuri Kabaktepe’yi ziyaretini sosyal medyada paylaştı. AK Parti İl Başkanı ise, bu ziyareti paylaşmadı.
SİZCE KİM KAZANDI, KİM KAYBETTİ?”
Tam olarak İmamoğlu tarzı siyasi anlayışı yansıtan bu habere Kabaktepe, ziyarete ilişkin haber ve fotoğrafın AK Parti İstanbul İl Başkanlığı’nın hesabından paylaşıldığını gösteren bir paylaşımla tepki gösterip şöyle demişti:
“Bakın bu dramdır. Bir ziyaret paylaşımından bile kazanç sağlama gayreti… Ajans bu hallere düştüyse vay halinize!
Halbuki sizin sinekten yağ çıkarma anketinizden daha önce paylaşmışız. Nesini beğenmediniz anlamadık.”
İmamoğlu görüştüğü bakanlardan randevu alamamış olsaydı bunu mutlaka siyasi bir maksat doğrultusunda kullanır, ‘engelleniyoruz’ jargonuna uyarlayacak çıkışlar yapardı.
Allah’tan bu defa, bakın ben yaptığımız görüşmeyi kamuoyuyla paylaştım ama onlar buna cesaret edemedi şeklinde haber yaptırmadı.
Bu da bir ilerleme sayılır.
Sonuç itibarıyla siyasi açık, iletişimle, piarla bir yere kadar kapatılabilir.