Gündem

İmamoğlu’nun Diploma krizi: Gerçek mi sahte mi?

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun avukatı Mehmet Pehlivan, İmamoğlu’nun diplomasiyle ilgili başlatılan soruşturmayla ilgili...

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun avukatı Mehmet Pehlivan, İmamoğlu’nun diplomasiyle ilgili başlatılan soruşturmayla ilgili dikkat çeken açıklamalarda bulundu.

Pehlivan, bu soruşturmanın tamamen hukuki olmayan bir süreç olduğunu vurgulayarak, "yargı tacizi" ifadesini kullandı. Avukat Pehlivan, İmamoğlu’nun 5 Mart Çarşamba günü Çağlayan Adliyesi’nde ifade vereceğini duyurdu.

Bu açıklamalar, soruşturmanın siyasi bir amaç taşıdığına dair kamuoyunda oluşan şüpheleri güçlendirdi. Pehlivan, sürecin tamamen siyasi motivasyonlarla yapıldığını belirterek, hukukun ve adaletin ihlal edilmemesi gerektiğinin altını çizdi.

Avukat Pehlivan, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, Ekrem İmamoğlu’nu “resmi belgede sahtecilik” suçlamasıyla ifadeye çağırdığını hatırlatarak, sürecin kamuoyunda geniş bir yankı uyandırdığını belirtti. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında, üniversite diplomasının sahte olduğuna dair resmi belgede sahtecilik suçlamasıyla soruşturma başlatılmıştı. Ancak Pehlivan, “İmamoğlu'nun sunduğu tüm belgeler gerçektir. Savcılığın dayandığı YÖK raporu dahi bu belgelerin doğruluğunu onaylamıştır” diyerek, söz konusu belgelerin geçerliliğini vurguladı. Ayrıca, YÖK raporunda, İmamoğlu’nun yatay geçiş şartlarını yerine getirdiği ve sunduğu belgelerin geçerli olduğu ifade edilmektedir.

Sahtecilik Değil, Yargı Tacizi Var

Avukat Pehlivan, söz konusu belgelerin doğruluğunun devlet kayıtlarıyla teyit edildiğini belirterek, “İmamoğlu’nun sahtecilik yaptığına dair hiçbir bulgu bulunmamaktadır. Olayda sahtecilik söz konusu değildir” şeklinde bir açıklama yaptı. Soruşturmanın hukuki temelini sorgulayan Pehlivan, "Kendisinin ifadeye çağrılması, bir yargı tacizi olarak değerlendirilmeli. Ortada herhangi bir suç unsuru yoktur. Olsa dahi, İmamoğlu bu süreçte taraf olmamalıydı, dolayısıyla savcılık, ifadeye başvurmamalıydı" dedi.

Savcılığın İstanbul Üniversitesi’ne Gönderdiği Yazı Tartışma Konusu Oldu

Geçtiğimiz hafta İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü'ne gönderdiği yazıya değinen Pehlivan, yazının hukuki teamüllere uygun olmadığını savundu. Pehlivan, "Savcılık yalnızca kolluk güçlerine talimat verebilir, kamu kurumlarını baskı altına alacak şekilde talepte bulunmamalıdır. Bu yazı, resmi makamları baskı altına alma amaçlıdır" dedi. Ayrıca, diploma konusunun bazı kesimler tarafından itibarsızlaştırma kampanyasına dönüştüğünü, ancak yargı kurumlarının bu algının bir parçası olmamaları gerektiğini belirtti.

Beş Yıl Önce Kapanan Dosya Yeniden Gündemde

Avukat, soruşturmanın bir CİMER ihbarı üzerine başladığını ve konunun beş yıl önce kapandığını ifade etti. 15 Şubat 2020'de yapılan CİMER şikayetinde, İmamoğlu’nun 1990 yılında Girne Amerikan Üniversitesi'nden İstanbul Üniversitesi'ne yatay geçiş yaptığı ve bu geçişin haksız olduğu iddia edilerek, menfaatin geri alınması talep edilmişti. Ancak İstanbul Üniversitesi, Mart 2020'de yatay geçişin yasal olduğunu bildirmişti. Beş yıl sonra aynı ihbarla İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, YÖK’ten rapor talep etmiş, bu da dosyanın yeniden gündeme gelmesine yol açmıştır.

YÖK Raporu Üzerine Suç Duyurusu

Pehlivan, YÖK raporuna imza atan ve katkı sağlayan beş kişi hakkında suç duyurusunda bulunduklarını açıkladı. Suç duyurusunun gerekçelerini ise "Adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs, görevi kötüye kullanma, halkı yanıltıcı bilgileri yayma, resmi belgeyi gizleme, resmi belgede yalan beyan ve iftira" suçları olarak sıraladı. YÖK raporunda, Girne Amerikan Üniversitesi'nin 1993’ten sonra tanındığına dair bir ifade yer aldığını belirten Pehlivan, buna karşılık sundukları belgelerle bu iddiayı çürüttüklerini ifade etti.

Belgelerle Çürütme: Kaan Ferah Örneği

Pehlivan, 1991’de Girne Amerikan Üniversitesi'nden mezun olan Kaan Ferah'a ait diploma ve 1995 yılında verilen denklik belgesini paylaşarak, "Eğer tanınmayan bir okula denklik verilemez ve yatay geçiş yapılamazsa, o zaman Kaan Ferah’a neden denklik verilmiştir?" diye sordu. Bu örnekle rapordaki çelişkileri vurgulayan Pehlivan, başka bir denklik belgesini de örnek göstererek, "Herkese yasal olan İmamoğlu’na gelince neden yasak oluyordu?" şeklinde eleştiride bulundu.

Tanınma ve Denklik Şartı Yok

Pehlivan, İmamoğlu’nun yatay geçişinde tanınma ve denklik şartının aranmamış olduğunu vurguladı. 1996 yılında tanınma ve denklik şartlarının yasal bir düzenlemeye tabi olduğunu ancak bu düzenlemenin İmamoğlu’nun yatay geçişinden 23 yıl sonra hayata geçtiğini belirtti. Ayrıca, yatay geçiş için bu şartların hem o dönemde hem de günümüzde mevcut olmadığını ifade ederek, kamuoyunu yanıltıcı bilgilere karşı durduğunu söyledi.