HANKANDO SAVUNMA VE MÜCADELE SANATI

HANKANDO SAVUNMA VE MÜCADELE SANATI

Grand Master Şenel İlhan’ın yaşamı içinde önem verdiği alanlardan bir tanesi de savaş sanatları ve mücadele sanatlarıdır. Ahlak ve hikmet sahasındaki engin verimliliği yanı sıra, gençliğinden beri mücadele sanatlarında olan yeteneği onun ayrı ve başlı başına bir verimlilik alanıdır. Mücadele sanatlarındaki tüm sistemleri zaman içinde ayrıntılı biçimde incelemiş ve her birinin güzel taraflarının hakkını vermiştir. Lakin Grand Master Şenel İlhan’ın kendi şahsına münhasır mücadele sanatlarındaki yeteneğini özetlemek gerekirse diğer dallarda işe yarayan tekniklerin kendine has uygulanması yanı sıra kendine ait ciddi dövüş stilleriyle geçmiş bir hayat diyebiliriz. Grand Master Şenel İlhan Hocamız, Martial Arts Self Defence literatüründe ‘fighter culture’ diye bilinen ‘geleneksel serbest dövüş kültürü’ anlamına gelen deneyimlerini ilk olarak, ailesinden geleneksel özel teknikleri öğrendi. Hocamız bu tekniklere ‘kalıtımsal tekniklerimiz’ ismini verdi. Hankando’nun tekniklerini, bu konuda küçüklükten beri geleneksel olarak özel yetişen oğlu Master Abdulbaki’ye öğretti.

Master Abdulbaki Hocamız Hankando felsefesini ve dövüş psikolojisini kaynağından öğrenmiş oldu. Master Abdulbaki Hocamız öğrencilerine bazı Karate teknikleri, boks kombineleri ve self defence tekniklerini öğretiyordu. Öğrencileri ise babasından öğrendiği teknikleri ondan öğrenmek istiyordu. Master Abdulbaki hocamız öğrencilerinden gelen talep üzerine tüm bu sistemler yerine aileden gelen teknikleri ‘fighter culture’ içerisinde yeniden yorumlayan Grand Master Şenel İlhan Hocamız’dan izin aldı. Grand Master Şenel İlhan Hocamız bu sistemi, öğretilmesi ve ülkemizin mücadele sanatlarında dünyada hak ettiği yeri alması için gençlere böylece  hediye etmiş oldu.

Grand Master Şenel İlhan Hocamız dünyada böyle gerçekçi, realist ve efektif teknikleri uygulayabilecek nadir ustalardan birisidir. Geleneksel olarak aileden gelen kalıtımsal dövüş yeteneğinin yanında, insanı hayran bırakan ve gerçekten de çalışarak elde edilemeyecek bir yiğitlik ve cesaret sahibidir. Onlarca kabadayıları hizaya soktuğu, karşısında titredikleri olayları yaşayan birçok tanığı halen hayattadır. Yaşadığı bölgenin bunda büyük etkisi vardır. Tokat’ın belalı adamlarının yaşadığı, hatta sık sık birinin bıçaklandığı meşhur Sulu Sokak’ta çocukluğunun geçmesi kaderin bir cilvesidir. Böyle bir ortamda ahlaklı, adaletli ve merhameti olan bir kişinin yaşamasının ne denli zor olduğunu tahmin edebilirsiniz.

Grand Master Şenel İlhan’ın genç yaşında bileğini bükecek bir kişinin çıkmaması ve onlarca yaşanmış kahramanlık olayları hafızalarda yerini hâla korumaktadır. Kendisi bu durumu şöyle ifade eder: “Ben gençliğimde kibar ve beyefendi bir kişi olduğum halde dışarıda kabadayı ayaklarına yatan ukala tipleri görünce dayanamıyordum. Bu zorbalar evde hanımlarına, sokakta masum insanlara ve iş yerlerinde çalıştıkları insanlara zülüm ediyorlardır düşüncesi içindeydim. Her zaman bu bilinç ve şuurla harekete geçiyordum. Ben bunlara dur demez isem bunlar insanları ezmeye devam ederler düşüncesiyle müdahale ederdim.” Yani tek sebep ondaki aşırı merhamet ve adalet duygusudur.

Grand Master Şenel İlhan dövüş sporuna öncelikle Taekwondo çalışmalarıyla başlar ve bu sporun çok iyi ayak açma egzersizleri olduğunu, Taekwondo’nun, ayakları mükemmel bir şekilde kullanma ve ilk ayak açma antrenmanları olduğunu sıklıkla vurgular. Hatta okulda birçok öğrencinin yüksek tekmeleri rahatlıkla attığını söylemektedir. Bilindiği gibi Taekwondo neredeyse tamamı ayaklarla olan bir olimpik spordur. Sokakta realitesi çok fazla yoktur. Hatta Master İlhan’a göre sokakta yüksek tekme atmak gereksizdir ve risktir. Kendisi: “Ben ancak çoklu dövüşlerde veya rakibin elinde kesici bir cisim olduğunda -üst seviyeye mükemmel tekme atabildiğim halde- orta ve alt seviye tekmelerini rakibi etkisiz hale getirmek için kullanırım.” demektedir. Kendisi, realitede tekmenin faydalarını, ne kadar işe yaradığını ve dezavantajlarının hesabını iyi yapar, yani Taekwondo mantalitesini çözer.

Grand Master Şenel İlhan askerde ilk olarak Karate ile karşılaşır; Karate ilgisini çeker ve Karate çalışmalarına başlar. Kısa sürede temel teknikleri öğrenir. Karate teknikleriyle el becerileri daha da gelişir. Taekwondo’da zaten ayakları çok iyidir. Yine askerde Kung Fu ile tanışır. Grand Master Şenel İlhan Kung Fu’nun “teknik deposu” olduğunu, birçok tekniğin bu spor dalından çıktığını söylemektedir. O, bu sanatı da sever. Aynı zamanda Gençlik ve Spor Bakanlığı’na bağlı Wushu Federasyonu’nda antrenörlük belgesi yanı sıra “beşinci dan” seviyesinde yeterlilik belgesi vardır. Birçok dövüş sistemindeki -Sambo, Aikido, Jiujitsu- üstün kabiliyetinden, o stillere vukufiyetinden ve üstün bilgisinden dolayı kendisine birçok diploma verilmiştir. Diploma esasında sadece bir başarının göstergesidir. Lakin Grand Master Şenel İlhan HocamızDiplomalar dövüşmez!” diyerek sadece stilleri bilmekle yeterlilik elde edilemeyeceğini, maharet açısından gerçek dövüş psikolojisi ve kurallı tatami maçlarının çok farklı olduğunu özellikle vurgular.

 

Grand Master Şenel İlhan Hocamız, herkesin her tekniği fiziksel yapısı ve göreceli yeteneklerinden dolayı yapamadığını görür. Burada sistemleri sorgulamaya başlar. Grand Master Şenel İlhan’a göre mükemmel bir stil yoktur. Birçok stilin mükemmel işe yarar tekniklerinin yanında şov amaçlı, tatami için kuralları vardır. Ama ne şov ne de tatami kuralları sokakta yoktur. Realite başkadır. Grand Master Şenel İlhan Hocamız şöyle der: “Birçok spor hocasının sokakta ayakları titrer. Korkularını bastırmak ve başkalarının gözünden düşmemek için de felsefelerindeki etik kuralların arkasına saklanarak ‘erdemli olmak lazım’ derler. Sokak başka bir yerdir, kural yoktur, hakem yoktur ve dövüşün nasıl biteceği belli değildir. Dünyanın en iyi boksörü de olsan bir pazarcının sopasını yersin. O nedenle “dövüş psikolojisi eğitimi” almak hepsinden daha önemlidir. Sokak, kuralsız ve kaotik gibi görünse de sokakta da kural vardır. Realitedeki dövüşler sezgiseldir ve kendi içinde bir akışı vardır. İyi dövüşmeyi sadece teknik bilme ile tanımlar ve sınırlandırırsanız olmaz. Yüzlerce teknik bilen birisini sokakta evire çevire dövebilirler. Bunun sebebi dövüş psikolojisini hakkıyla bilmediğindendir.”

O inanılmaz bir dövüş dâhisidir. Hiçbir sistemi yıllarca denemeye ya da yapmaya uğraşmaz, o sistemin felsefesini ve dövüş stratejisini hemen kavrar. Böylece tüm eksikliklerini ve açıklarını bulur, ona göre sistemler geliştirir.

HANKANDO’nun temelleri bu düşünceler ışığında atıldı. Herkesi bir kalıba sokmak yerine herkesin ihtiyacını tespit edip ona göre eğitmek bir ustalıktır. Grand Master Şenel İlhan, bu anlamda zor ve gerçekçi olanı tercih eder. Grand Master Şenel İlhan Hocamız’ın dövüş sistemi dünyada ‘Self Defence Martial Arts’ diye bilinen kategoride değerlendirilebilir. Yaptığı tüm çalışmalar bu işin duayeni olan birçok hoca tarafından beğeni ile karşılanmıştır. Hankando üzerine yapılan tez dosyası, uzun bir süre 10. dan Grand Master hocalar tarafından incelenmiştir. Bu tez dosyasında sistem ile ilgili tüm bilgiler mevcuttur. Bu tez dosyasını kitap olarak hazırlık aşamasındayız; çünkü bu konuda camiada inanılmaz bir merak var.

Hankando’nun, Grand Master seviyesinde büyük ustalar tarafından kendine has orijinal bir stil olduğu kabul edildi. Esasında bir stilin takipçileri varsa talep görüyorsa ve gerçekçi ise işte o zaman hakiki bir dövüş sanatından bahsedebiliriz. Hankando yeni kurulmasına rağmen bu yılki onbeş günlük kampına üç yüzden fazla kişi iştirak etmiştir. Grand Master Hocamız yıllardır yanında bulunan öğrencilerine Hankando eğitimi vermektedir. Dünya Hankando Federasyonu, resmi olarak 2016 yılında kurulsa da yıllardır devam etmekte olan çalışmaların gün yüzüne çıktığı bir tarih olması hasebiyle, resmi olarak start verdiğimiz bizim için sevindirici bir gelişmedir. Bünyemize yeni katılımlar büyük bir hızla devam etmektedir.

 Yakında Hankando asistan sınavı yapılacaktır. Aynı zamanda Hankando hakemlik semineri ve aday hakemlik kursu verilecektir. Bu bizim için sevindirici bir gelişmedir. Türkiye’nin dört bir yerinden ve Avrupa’dan gelen katılımcılarımıza on beş günlük teorik, psikolojik ve fiziki seminerler verilerek muazzam bir etkinlik oldu. Ne yazık ki 15 Temmuz hain saldırısı neticesi Hankando eğitimimize ara vermek durumunda kaldık. Darbe girişiminin etkili olamayışının ardından, güzel vatanımızda her şeyin tekrar normale girdiğini görmek bizi ziyadesi ile memnun etmektedir. Bütün dünyaya Türkiye’nin ne kadar güçlü ve dirayetli olduğunu, Hankando camiası olarak biz de sportif faaliyetlerle göstermek niyetindeyiz. Bundan dolayı HANKANDO BUDO GALA düzenleyerek dünyadaki tüm farklı sistemlerdeki hocalarımızı da davet ederek ülkemiz üzerinde yapılmak istenen kara propagandalara fırsat vermeyeceğiz. Hankando okullarımız bir bir açılmaya devam ediyor. Bu yıl içinde birçok yerde kurumsal yapımızı tamamlayacağız. Buradan şunu da söylemek istiyorum: Hankando’ya tüm Türkiye’den ve yurtdışından talepler var. Tüm talepler değerlendirilip seminerlerimiz tüm hızıyla devam etmektedir. Hankando Spor Magazin dergimiz tüm spor camiasına hayırlı olsun.