Şu geçtiğimiz kısa dönemde çok hadiselere şâhid olduk. Uzun yıllar görmediğimiz, göremeyeceğimiz olayları, üst üste gördük, tarihe tanıklık ettik. Gezi Parkı bahanesiyle başlayan olaylarda birilerinin yakıp-yıktığını, milletin mallarını acımasızca tahrip ettiğini gördük. Başı örtülü bayanlara ve ellerindeki altı aylık yavrulara saldırıp dövdüklerine şâhid olduk.
‘’Ne istiyorsunuz?’’ denildiğinde,
‘’Üçüncü havaalanı yapılmasın, üçüncü köprü yapılmasın, Marmara’yı Karadeniz’e bağlayan kanal yapılmasın’’ dediklerini dehşet içerisinde dinledik, ibretle gördük. Bunların derdi, yapılması gerekip de yapılmayanları ortaya atıp, hükümet bunları niçin yapmıyor diye, bir şeyler yapılmasını teşvik değil, yapılacak olan millet menfeatine bunca hizmetleri engellemek.
Üçüncü havaalanı yapılırsa, Türkiye dünya uçuş arenasında önemli bir pay sahibi olacak, Londra ve Frankfurt Havaalanlarının önemi ve payı azalacak, Türkiye kazanacak. Dünya’yı sömürenler bizzat Türkiye’de yaşayanların eliyle nasıl da menfeatlerini korumasını biliyorlar. Adamlar profesyonel sömürücü. Harcayacakları bir-kaç milyon € (Euro) ile kendi ülkemizde yaşayan insanlara bu işleri yaptırabiliyorlar (neredeyse).
Kanal ise boğazların uluslararası anlaşmalarla aleyhimize olan şartlarını büyük ölçüde baypas edip lehimize kullanabileceğimiz bir kulvar açacakken, onu da engelleyecekler. Üçüncü köprünün ise inşasının ne kadar zarûrûrî iken, diğerlerine karşı çıktıkları gibi, bunu da engellemeye çalışıyorlar.
Ben bu profesyonel sömürücülere kızamıyorum. Onların böyle yapmaları tînetlerinin gereği. Ama bu memleketin ekmeğini yiyip de bu sömürücülerin verdikleri azıcık cep harçlığı karşılığı, bu tahribata kalkışmak, hangi aklın, hangi iz’anın, hangi ahlakın gereği acaba? Bu kadar mı akıldan yoksunsunuz? Bu kadar mı yurd sevgisinden mahrumsunuz?
Bu arada Sûriye olayları, barış süreci çerçevesinde olan ve gelişen olaylar. Bunların hepsi bizim canlı şâhid olduğumuz hadiseler. Bu vâdide çok şeyler yazıldı, çok şeyler söylendi. İbretle seyretmeye devam ediyoruz, devam edeceğiz.
Bir de şu Mısır olayları var ki, tam ibretlik.
İşin arkasında, en başta İsrail’in olduğu kesin. Ama onun ismi piyasada hiç zikredilmiyor. Avrupa, Amerika ve Rusya yine ÜÇ MAYMUNLARI oynuyorlar. Ya Suud’a, Birleşik Arap Emirliklerine ne demeli?
Biraz Ma’lûmu îlam gibi olacak ama, tekrarda fayda var. Ne de olsa tarihe kayıt düşmek lazım.
İsrail kendi güvenliği için Mısır’da Mursî idaresini tehlike olarak görüyor. Bunun için ne yapıp-yapmalı Mursî ve zihniyetini oradan uzaklaştırmalı. Tabii ki kendi ön planda olmadan, Avrupa, Amerika ve bütün dünyadaki lobilerini harekete geçirip, Mursî’nin iktidarı devralmasının ertesi günü hazırlıklara başladılar. Milletin oylarıyla seçilmiş meşru’ bir Cumhur Reisini ordu marifetiyle alaşağı ettiler. Demokrasi havarileri Avrupa, Amerika bu caniliğe DARBE bile diyemedi, demedi.
Hey gidi, hey! NEREDESİN HAKK DUYGUSU, HAKK ANLAYIŞI NEREDESİN?
Suud ve BAE’ni anlayabiliyorum. Mısır’da bu Halkın iradesi ile seçilmiş idare muvaffak olursa, onların krallıkları sarsılacak. Zulümlerini keyiflerince sürdüremeyecekler. Bu ruh hâli onların uykularını kaçırıyor, onları hafakanlar basıyor. Kolay değil tabii. Ama unutuyorlar ki; onların bu saltanatları ilelebet devam edemez. Bu dünya sahnesinden nice krallar, firavunlar ve nemrutlar gelip-geçti. Bu dünya hiç birisine kalmadı. Bunlara da kalmaz.
Ya İran’a ne demeli. Yıllarca İsrail ve Amerika düşmanlığıyla Müslümanların sempatisini kazanan İran, koca şeytan dediği Amerika ile, Mısır konusunda nasıl da aynı safta yer alıverdi. Aman Yâ Rabbi, sağ kalırsak daha ne tenakuzlara, çarpıklıklara şâhid olacağız.
Ama Mısır’ın, darbeye karşı olan halkın çoğunluğu, Hakkta ısrar ediyor. İkiyüzün üzerinde şehid vermesine ve beşbini aşan yaralılara rağmen taviz vermiyor. İşte bu durum darbeci ve yanlılarını şaşırtmışa benziyor. Şimdi ellerinde iki ucu pislikli bir değnek. Mursî’yi destekleyenler, bir Hakk mücadelesi veriyorlar. Eğer Hakkta sabrederlerse zafer onlarındır. Çunki HAKK, Hakkta ısrar edenlerle beraberdir. Biz dahi Hakk’tan yanayız. Dua ve desteklerimiz onlarla beraberdir.
HAKKIN HATIRI ÂLÎDİR, HİÇ BİR HATIRA FEDÂ EDİLMEZ.
Yüce Allah bizi HAKK’tan ayırmasın. Daima HAKK ve HAKKLILAR’la beraber eylesin.
Ali YÜKSEL
a.yukshel@yandex.com
29.07.2013