Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Atatürk Kültür Merkezinde Yüksek Teknoloji Teşvik Programı Tanıtım Toplantısı'na katılıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamaları şöyle:
Sözlerimin hemen başında imalat, istihdam, ihracatla, ticaretle, yatırımlarıyla Türkiye ekonomisine katkı veren tüm sanayicilerimize teşekkür ediyorum. Savunma sanayinden otomotive, kimyadan güneş enerjisi hücrelerine oldukça geniş yelpazedeki şirketlere teşekkürlerimizi bizzat ifade ettik. Bundan sonra da sözlerin yanında olmayı özellikle sizlerin ortaya koyduğu icraatla yanında olmayı sürdüreceğiz, yeter ki siz çalışın, üretim, istihdam sağlayın. Allah'ın izniyle bizi sizlerden hiçbir zaman kimse ayıramayacaktır.
Sermaye düşmanlığı, yatırım karşıtlığı yapanlara da asla fırsat vermeyiz. Bugünkü toplantımız samimiyetimizin ileri teknolojiye atfettiği önemin sembolüdür. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızı, ekibini kutluyorum.
Özellikle dünyamızın içinden geçtiği dönüşüm sürecinde geleceği öngörerek atılan adımlar Türkiye'nin hedefleri açısından çok önemlidir. Programın doğru zamanda yapılmış hamle olduğuna inanıyorum.
İkinci dünya savaşının galiplerinin çıkarlarını korumak amacıyla kurulan mevcut küresel sistem miadını doldurmaya başlamıştır. Sadece yakın geçmişte yaşanan krizlere bakmak bile sistemin iflas bayrağını çoktan çektiğini göstermeye yeterlidir. Suriye'deki ihtilaf 13 yıldır sürüyor, Ukrayna'daki savaş devam ediyor, Yemen istikrara kavuşmadan Sudan karıştı, Gazze'de 40 bin sivil hayattan koptu, soykırımın önüne 10 aydır geçilemedi. İşte herhalde ABD'nin kongresinde gördük. Kim alkışlanır? İnsanlığa hizmeti olan alkışlanır. 40 bine yakın insanları katledenleri düşünün Temsciler Meclisi alkışlıyor. Onlara karşı tam aksi bir tavır ortaya konuyor. Bu dünyanın nereye gittiğini gösteriyor. 7 Ekim'den beri insanlar sinema filmi izler gibi bebeklerin öldürülmesini uzaktan seyrediyor. Bunların katili Netanyahu ABD'de alkışlanıyor. Bu nasıl bir iştir? Bunu anlamak mümkün mü? Hani demokrasi, hani özgürlük, hani insan hakları...
Hepsi bir tarafta orada bir alkış curcunasıdır gidiyor. Bırakın katliamı durdurmayı, kasabı kongresinde ağırlayan, hezeyanlarla dolu konuşmasını 57 kez ayakta alkışlayan akıl ve vicdan tutulmasıyla karşı karşıyayız. Lafa gelince tüm dünyaya demokrasi dersi verenler çağımızın Hitler2ini baş tacı edenler utanmıyor. Yüzleri kızarmıyor, adalet yok, hukuk yok, kural yok, merhamet yok. Barış için sorumluluk almak yok. İnsanlığın umudunu artıracak hiçbir çaba yok. Zalimin zulmünden dolayı itibar gördüğü, mazlumun hakkının yok sayıldığı cinnet haline şahitlik ediyoruz.
Tüm bunlar bize şunu gösteriyor, küresel sistemin kökten sarsıldığı kaostan güçlü durabilen, ayakta durabilen, kendi göbeğini kendi kesebilen ülkeler başarıyla çıkma şansına sahiptir. Türkiye olarak meselelere bu zaviyeden bakıyoruz.
Kalkınma yolculuğumuzu hız kesmeden sürdürüyoruz. Elbette sarsıldık, sıkıntılar yaşadık, fedakarlıklarda bulunmak zorunda kaldık. Hedeflerimizden kopmadık, kopmuyoruz. Küresel ekonomik fırtınadan ülkemizin en az şekilde etkilenmesi için ne gerekiyorsa yapıyoruz. Son dönemde açıklanan veriler doğru yolda olduğumuzu gösteriyor. Yurt dışındaki piyasa aktörlerinin de Türkiye ve Türk ekonomisine güveni yükseliyor. İçeride ekonomi programını kararlılıkla uygularken yatırım ortamının iyileştirilmesi için gerekli adımları atıyoruz.