Adını tarihe altın harflerle yazdıran, dünyanın en büyük güçlerinden biri olan, topraklarında güneş batmayan İslam Devleti, Osmanlı... Osmanlı İmparatorluğu yüzyıllar boyu batının en büyük korkulu rüyasıydı.

20. yüzyılda bu korkular yerini hain planlara bırakmıştı. Osmanlı'yı yıkmak sömürgeci devletlerin en büyük hayaliydi. Bu hayali gerçekleştirmekte kararlıydılar. Planları Osmanlı'daki bir takım grupları ayaklandırarak devleti bölmekti. Plan yapanların başında ise Siyonist ve Ermeni gruplar yer alıyordu. Ancak yaptıkları her planı bozan biri vardı. Sultan Abdulhamid Han...

ABD'den son dakika Orta Doğu ve savaş duyurusu! İran'a rest: Emir verdi, hazırız! ABD'den son dakika Orta Doğu ve savaş duyurusu! İran'a rest: Emir verdi, hazırız!

Ne yapsalar nafile... Sultan Abdulhamid Han üstün siyasi zekası ve ileri görüşlülüğü ile yapılan hain düzenekleri bozuyor, adeta dünyalarına başlarına yıkıyordu. Geriye sadece tek bir seçenek kalmıştı. 

Başka çareleri kalmamıştı. Ya Abdulhamid Han ölecek ya da Osmanlı'yı yıkma hayalleri bitmek zorunda kalacaktı. Uzun uzun görüştüler. Rusya üzerinden gelen Ermeni bir çete ile Joles adındaki bir Belçikalı'nın liderliğindeki çete yaklaşık bir ay boyunca İstanbul'da plan yaptılar. Padişaha bir suikast tasarladılar. 

Uzun zaman boyunca Sultan Abdulhamid Han'ı izlediler. Yaşamını büyük bir intizam içinde geçiren 2. Abdulhamid'in günlük ve haftalık rutinini takip ettiler. Bir devlet başkanının bu denli dakik olması hayret ettiriyordu.

Sultan Abdulhamid her cuma Beşiktaş'ta bulunan Yıldız Sarayı'ndan faytonla Yıldız Camii'ne gidiyordu. Faytonu ise diğer faytonların önüne konuluyordu. Cuma namazı ve selamlamanın ardından geçen 1 dakika 42 saniye sonra faytonunda oluyordu. Evet, saniyesi saniyesinden şaşmıyordu. 

Plan şuydu. Bombalı düzenekli bir fayton düzeneği kurulacaktı. Bu düzenek Viyana'da tasarlandı. Şoför koltuğunun altına gizli bir bölme yapıldı. Bu bölme 120 kilo bombayı içine alabilecek kadar büyüktü. Bu faytonun parçaları İstanbul'a getirtildi ve burada kuruldu. Beykoz'da ise patlama denemeleri gerçekleştirildi. 

Yapılan planın son aşamasına gelindi. Yine bir Cuma günü, namaz çıkışında Sultan Abdulhamid burada öldürülecekti. Tarihler 21 Temmuz 1905'i gösteriyordu. Aylardır üzerinde çalışılan fayton Padişah'ın faytonuna oldukça yakında bir noktadaydı. Faytonun altına yerleştirilen onlarca kiloluk bomba düzeneği Cuma namazından 1 dakika 42 saniye sonra patlayacaktı. 

2. Abdulhamid o gün de Cuma namazını eda etmek üzere Yıldız Camii'ne gitti. Namazını kıldı ve daha sonra faytonuna doğru yol almaya başladı. Evet, suikast için tasarlanan süre başlamıştı. Ancak o gün Abdulhamid Han konuşmaya daldı. Konuştuğu kişi Şeyhülislam Cemalettin Efendi'ydi. O esnada zaman Sultan Abdulhamid Han'ın lehine ilerliyordu. Konuşma bitti,  Abdulhamid Han merdivenlerden iniyordu. Tam o sırada, planlanan saatte bomba infilak etti. Büyük bir gürültü koptu. Yer yerinden oynadı. Ortalık dumanlarla kaplandı ve buram buram barut kokusu sardı... Sadece 1 dakikalık gecikme Sultan Abdulhamid Han'ın kurtuluşu olmuştu. 

Evet, Sultan Abdulhamid'e yapılan suikast girişimi başarısız olmuştu. Ancak onlarca insan bu saldırıda hayatını kaybetti. İnsanlar endişeliydi. Halkı teskin edip sakinleştiren de yine Abdulhamid Han'ın kendisi olmuştu. Ortalık durulduktan sonra gelen ikinci faytona bindi ve bizzat kendisi sürdü. Sarayına doğru yol aldı. 

Hainlerin planları yine başlarını yıkılmıştı. Sultan Abdulhamid Han, hayatı boyunca abdestsiz yere basmamıştı. Yatağının başucunda bir tuğla saklar, kalkar kalkmaz o tuğla ile teyemmüm alırdı. Abdest alacağı yere ulaşana kadar dahi yere abdestsiz adım atmazdı. Takva hayatı da siyasi zekası kadar dikkat çeken 2. Abdulhamid bu dehşet verici suikast girişiminden kıl payı kurtuldu. 

ABDULHAMİD HAN SUİKAST GİRİŞİMİNDEN NASIL KURTULDU?

Suikastın ardından suikast teşebbüsü için bir komisyon kuruldu. Ciddi çalışmaların ardından suç ağında görevli 40 kişinin kimlikleri tespit edildi. Bu komisyon aynı zamanda bir rapor hazırladı. Raporda suikaste ilişkin tüm bilgiler yer alıyordu. Bu rapor birkaç adet basıldı.

Raporlardan birkaçı 1990'larda Paris'te Sultan Abdulhamid'in mühür satışı sırasında satıldı. Fiyatı ise yaklaşık 15 bin dolardı. Bu rakam bu kitap için oldukça pahalıydı. Bunun nedenini öğrenmek ise derin araştırma gerektirdi. Araştırmalar sonucunda raporu satın alan adamın Lübnan'ın Paris Büyükelçisi olduğu ortaya çıktı. Söz konusu büyükelçi, raporda da yer alan, suikast teşebbüsünde bulunanlardan birinin torunuydu. Dedesi hakkında bilgi var diye bu rapora adeta bir servet ödemişti.

Günümüzde de, Yıldız Suikastı olarak adlandırılan, Sultan Abdulhamid Han'ı yok etmeyi hedefleyen bu saldırının detaylarının yer aldığı bu raporlara ulaşmak oldukça güç... 

Kaynak: haber7