Futbol Denen Zaman Kaybı

Bir top attık tık dedi, birileri çıktı bu âlemde adalet yok dedi.
Bir şehirde, bir ülkede futbol denen zaman kaybı; kültürün, sanatın, edebiyatın, eğitimin, savaşların, SMA hastası bebeklerin, kapılarında iş için bekleyen insanların beklentisinin önüne geçmişse, vâh ki vâh!
Top peşinde koşmanın spor zannedilmesi ve bu başlıkta değerlendirilmesi abes...
Futbol federasyonlarına bağış toplamayı şehre hizmet zannetmek ve marifetten saymak, üzerine milletin gözüne sokmak tamamen trajikomik bir vaka...
Kamuda ekonomik tasarrufa gidiliyorken top masanın etrafında toplanan şehrin burjuvası milletin aklıyla alay ediyor olmalılar...
Eeeee burjuva olmanın hakkını vermek gerekir değil mi? Halkın sesine kulak vermek veya bu bağışı insanların sinir uçlarına batırmadan yapmak daha doğru olmaz mıydı?
İnsanlar haklı ve hakları olarak aynı beklentiye girdiklerinde, çifte standart uygulanması ne kadar adil olacaktır?
...
Futbol tarihçesine ve kökenine baktığımızda bize ait olan millî bir değer olarak görmüyorum. Belki bu sebepten sevemedim. Sevmek zorunda da değilim elbette. Bu görüşlerim hissiyat ile değil gözlemlerim neticesinde kalemime  malzeme olmuştur.
Canım ata sporumuz neden bu kadar konuşulmuyor veya tutulmuyor? Gençlerimizin, öğrencilerimizin ata sporundan ne kadar haberleri var veya teşvik ediliyorlar?
Dil'den sonra kültürel aktarım köprünün ikinci ayağıdır.
....
Türkiye'de geleneksel spor dalı olarak kabul edilen ve geçmişi 5000 yılı aşkın kadim Türk Medeniyetlerinden, Selçuklu ve Osmanlı'da yaygın olarak icra edilen 1996 yılında kurulmuş bir federasyon var. Her yıl Türkiye'nin 50 farklı ilinde geleneksel sporları halk ile buluşturmaktadır. İznik'te yapılan "4. Dünya Göçebe Oyunları"  ne kadar güzel ses getirmişti.
Türklerde sporların ortaya çıkışında ilkel dinlerin etkisinden çok savaşçı gücün etkisi görülmektedir. Türk kültürü içerisinde yer alan bu sporlar atla yapılan ve atsız yapılan sporlar olmak üzere ikiye ayrılır. Bunlar yuğ (yas) ve toy (şenlik) günlerinde icra edilmekteydiler.

Türk kültüründe yer alan atlı sporları:
 Düz at yarışları, cirit, gökbörü, çevgen, beyge, alaman beyge, kızkovar, cop, topuz çarptırganı, yar atlama, sağmen, tellal, çambı atmay, ctlanay çarpış, aygır yarış, oğdarış, öpkü çarpış, kunan yarış, cırga tartu, er ve bayan sayış, kuruş kapmak, atlı okçuluk, atlı avcılık ve rahfan olmak üzere 25 adettir. Bunlar arasında yer alan çevgen sporunun uluslararası adı "polo" olarak bilinmektedir.
Atsız yapılan Türk sporları:  Palvan güreş, apan güreş, yağlı güreş, aba güreşi, şalvar güreşi, bayrak, karsak ve karakucak güreşleri...
Bu spor etkinlikleri Türk toplumlarında sevilerek yapılmaktadır.

Diğerleri ise; tomak, ordo, aşık, matrak, kılıç-kalkan, gürz kaldırma, kızgıntaş, çelik-çomak, kale yıkma, urgan çekme, taz süzüştürü, kösgüç vb. oyunlarla bunların sayısı 157’ye ulaşmaktadır.

Bu sporların  kaçından bizim ve çocuklarımızın haberi var, federasyonlar kurulmuş olsa da futbol topu kadar peşinden koşuluyor mu?
....
Futbolun Tarihçesi:

MÖ 300-200 yıllarında Çin'de ortaya çıkan ve günümüzdeki futbolla benzerlikler taşıyan cuju, oynanış bakımından futbola benzeyen ilk oyun olarak kabul edilmektedir.
Modern futbolun ortaya çıkışı ve yayılması 30 Kasım 1872'de, İngiltere ile İskoçya arasında gerçekleştirilen uluslararası ilk futbol maçına ait çizimlerdir. Modern futbolun kuralları 19. yüzyıl ortalarında, İngiltere'deki özel okullarda farklı kurallarla oynanan futbol biçimlerine dayanmaktadır.

İlk Türk futbol takımı ise Fuad Hüsnü Bey ile Reşat Danyal Bey tarafından devrin hafiyelerinden kaçabilmek adına İngilizce isimle kurulan 'Black Stocking' olmuştur. Bu takımın Rumlarla Papazın çayırında 1901'de oynadığı maç ise bir Türk takımının ilk futbol maçı olarak kayıtlara geçmiştir.

Yamak, kardeşleri Yusuf ve Aziz ile futbol oynamaya başladı. 12 yaşında Garching bei München şehrinin FC Hochbrück takımında oynamaya başladı. 1980 yılında FC Bayern Munich'e transfer oldu. Bavyera Futbol Federasyonu ve ardından Frauen-Bundesliga'da ilk Türk asıllı kadın futbolcu oldu.
....
Ali şeriati'nin de  söylediği gibi,  "Bir ülkede tribünlerden gelen sesler savaşlarda ölen mazlumların sesini bastırıyorsa futbol afyondur." Bu mealde olmak üzere günümüzün hazin özeti aslında biraz da budur.