CHP’nin başına geçme sevdasına kapılmış olan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, dikkat ettiyseniz İstanbul’u iyice boşlamış durumda.
Zaten kendisi, belediye başkanı olarak seçildiği andan itibaren mega kenti hep bir ‘atlama taşı’ olarak görüyordu.
İmamoğlu, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 1994 yılından sonra yaptığı gibi, şehre güzel hizmetler verip, bir başarı hikayesi yazıp onun üzerinden ilerlemek yerine, başarıya susamış muhalefet cephesinin tek başarı hikayesi olan 2019 İstanbul seçimlerinin rantına güvenerek yukarılara tırmanmaya çalışıyor.
28 Mayıs seçiminden bu yana neredeyse bütün mesaisini CHP’nin sisli kulvarlarında harcadığı ortada.
İstanbul’un yakın alaka ve takip gerektiren çok önemli işleri var halbuki.
Örneğin…
Televizyon kanalları, haberciler, İstanbul’un suyunu tutan barajların alarm verdiğine dair haberler geçiyor.
Denilene göre, 60 gün boyunca yağış olmazsa eğer İstanbul susuz kalacak.
Normal şartlarda İstanbul’u yöneten bir belediye başkanının bir numaralı gündeminin bu o olması gerekir.
Öyle beklenir.
Ama İmamoğlu’nun aklında ne İstanbul var, ne de İstanbul’u bekleyen ‘su’ problemi.
İMAMOĞLU KILIÇDAROĞLU’NU ESKİ ABİLER ÜZERİNDEN SIKIŞTIRMAK İSTİYOR AMA…
CHP’ye dair siyasi tartışmaların son gündemi İmamoğlu’nun CHP’nin üç eski genel başkanı ile birlikte yedikleri yemek ve o yemekte konuşulanlar.
Altan Öymen, Hikmet Çetin, Murat Karayalçın…
Her üç ismin CHP’nin karmaşık dönemlerinde sahneye çıkıp, ‘ağabey’ olarak devreye girdikleri başka örnekler de vardı geçmişte.
İmamoğlu, bu üç isimle birden resim vererek CHP mahallesine önemli bir siyasi mesaj vermiş oldu.
Bakınız, partimizin ağır abileri de benimle birlikte şeklinde bir görüntülü mesaj oldu bu.
Sonuçta, Kemal Kılıçdaroğlu yerine İmamoğlu ile resim vermeleri, Öymen, Çetin ve Karayalçın’ın da tercihlerinin ne olduğuna dair açık bir mesaj niteliği taşıyor.
KILIÇDAROĞLU’NUN EN YAKININDAKİ İSİMLERDEN BİRİYLE KONUŞTUM, ENTERESAN ŞEYLER DİNLEDİM
Bu son gelişmeler karşısında CHP genel merkezinin, Kılıçdaroğlu ve etrafının pek fazla topa girmemesi dikkatimi çekti.
İmamoğlu’nun Öymen, Çetin ve Karayalçın’la bir araya gelmesinden sonra, bir geçiş döneminden söz edildi ve böyle bir dönemin bu ‘ağabeylerden’ biriyle mümkün olabileceğine dair senaryolar da ortaya atıldı.
Bütün bunlara dair yaklaşımlarını öğrenmek üzere aradığım Kılıçdaroğlu’nun en yakın kurmaylarından, MYK üyeliği ve Genel Başkan Yardımcılığı görevini yürüten bir isme, önce bu ‘ağabey’ meselesini sordum.
Karşı taraftan enteresan bir cevap geldi.
“KEMAL BEYİN UZUN SÜRE KALMA NİYETİ YOK”
Ağabey formülüne ne dersiniz sorusunu yönelttiğim muhatabım, (kendi talebi üzerine ismini yazmıyorum) dedi ki:
“Kemal bey zaten ağabey. Seçime kadar olan bir sürede böyle bir riskle girilmez, olmaz. Kemal bey zaten çok fazla uzun ömürlü bakmıyor. Zaten ağabey olarak duruyor.
Uzun süre kalma niyeti yok.”
Kılıçdaroğlu’nun CHP’nin başında uzun süre kalmaya niyeti yok sözünü işitince, “Öyle mi” diye araya girdim.
Karşı taraftan, “Yok, tabi tabi” şeklinde bir cevap geldi.
Konuştuğum yetkili isim, CHP’nin yerel seçimlere Kılıçdaroğlu ile gideceğini dile getirdi.
Yerel seçimlerden önce kurultay yapılacak ve Kılıçdaroğlu kazanırsa seçimlere partinin başında girecek.
Sonra?
Konuştuğum isim, sonrasına dair Kılıçdaroğlu’nun yol haritasını şöyle izah etti:
“Ondan sonra (Yerel seçimlerden sonra M.A) bir yarış olacaktır. Seçimlere kadar 4 sene süre de olacaktır. O süre zarfında parti rahat bir genel başkan çıkartır, yapılanmasını vs. de gerçekleştirir. Siyasetin tümüyle değişmesi gerekiyor zaten.”
ÖZGÜR ÖZEL, İMAMOĞLU’NUN DURUMUNA DAİR: “ADAY GÖRÜNMEMEK DE SİYASETTE RİSKLİDİR”
Konuştuğum Kılıçdaroğlu’nun yakın kurmayına İmamoğlu ve Özgür Özel’in CHP’nin başına geçmek için yaptıkları hamleleri de soru olarak yönelttim.
Bu soruma da enteresan cevaplar geldi.
Aktarıyorum:
“Özgür Özel’e, İmamoğlu’na bu kurultay için şans vermiyorum. Aday olmazlar mı? Olurlarsa da kaybederler.
Ama onlar da aday olacak gibi hareket ediyorlar.
Aday görünmemek de siyasette risklidir.
Onun için aday gibi görünmeleri gerekiyor. Onun gereğini yerine getiriyorlar. Sahnede olmazsanız, olmaz. Unutulursunuz. Onlar gerekeni yerine getiriyorlar.”