Genel

Bakan Şimşek'ten dikkat çeken büyüme ve enflasyon mesajı

HORASIS Global Toplantısı, Bakan Şimşek, Ticaret Bakanı Ömer Bolat, uluslararası yatırımcı ve üst yöneticilerin katılımıyla Gaziantep'te gerçekleştirildi.

Şimşek, burada Türkiye ekonomisinin görünümüne ilişkin yaptığı sunumda, ekonominin makro zorlukları ve çözüme yönelik politikaları ile Türkiye'deki yatırım fırsatlarını anlattı.

Ticaret ortaklarının zayıf büyümesi, uzun süre yüksek seviyede kalacak küresel faizler, artan enerji fiyatları ile güçlü doların karşılaştıkları küresel zorluklar olduğuna işaret eden Şimşek, enflasyonla mücadelenin ise en önemli öncelikleri olduğunu vurguladı.

Şimşek, dezenflasyon için sıkı para politikası ile seçici kredi ve miktarsal sıkılaştırma adımlarının devreye alındığını dile getirerek, "Deprem harcamaları bütçe dengesinde geçici bozulmaya yol açtı. Mali disiplinin tesis edilerek kamu mali dengesinin iyileştirilmesi önemlidir." diye konuştu.

Mali disiplini yeniden sağlayacak gelir ve harcama politikalarının uygulamaya alındığına dikkati çeken Şimşek, program dönemi sonunda bütçe açığının, yüzde 3 olan Maastricht Kriteri'nin altında gerçekleşmesinin hedeflendiğini söyledi.

"ÜLKEMİZE YÖNELİK YABANCI YATIRIMCI İLGİSİ ARTTI"

Şimşek, Türkiye'nin borçluluk seviyesinin düşük olduğunun altını çizerek, kamu borçluluğunun düşük seviyesinin deprem gibi büyük bir harcamayı karşılayabilecek imkan oluşturduğunu kaydetti.

Türkiye'nin yüzyıllık büyüme ortalamasının yüzde 4,8, son 20 yıllık ortalamasının da yüzde 5,4 seviyesinde olduğunu belirten Şimşek, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Ancak, son dönemde büyümenin kompozisyonunda yeniden dengelenme ihtiyacı oluşmuştur. Artan turizm gelirlerine rağmen son dönemde güçlü iç talep ve yüksek altın ithalatı cari işlemler açığını olumsuz etkilemiştir. Yeniden dengelenme ve normalleşmesi beklenen altın ithalatı ile cari açıkta iyileşme gözlenecektir. Ayrıca, doğal gaz ve petrol üretim potansiyelimiz önümüzdeki dönemde enerji ihtiyacımızın bir bölümünü karşılar hale gelecektir. Son dönemde ülkemize yönelik yabancı yatırımcı ilgisi artmıştır. Yurt dışından önemli bir finansman imkanı sağlanacaktır. Uluslararası rezervlerde iyileşme sürmektedir. Para ve maliye politikasındaki uygulamalar önümüzdeki dönemde kapsamlı yapısal reformlarla desteklenecektir. Türkiye, uluslararası ticarete elverişli merkezi konumu, büyük iç pazarı, genç ve dinamik nüfusu, nitelikli ve rekabetçi iş gücü, liberal yatırım ortamı ve tamamlanmış lojistik altyapısıyla yatırımcılar açısından oldukça cazip bir ülkedir. Türkiye'nin sahip olduğu bu potansiyel önemli fırsatlar yaratmaktadır."