Manisalı Miri Alem Ahmed Ağa: 16. asır ok atıcı pehlivanlarının en namlılarından; Kanuni Sultan Süleyman’ın şehzadeliğindeki içoğlanlarındandı, cülusundan Manisan’dan beraber getirmiş, İstanbul sarayında has oda ağaları arasına yerleştirmişti; buradan da Mirialemlik ile çirağ etmişti.

Meşhur Tozkoparan İskender'den beri metruk olan lodos menzilinde atıcılar risalesi sahibi Hasan Çelebi işi bir ok ve Edirneli usta Ali işi bir yay ile, son rekordan 35 gez ileri atıp taş dikmiş, diğer menzillerde rekor kırmakla beraber: “Bana lodos menzili kafidir!..” diye taş dikmemişti. Lodos menzilindeki taşını dikerken, Okmeydanı’nın tarihi günlerinden sayılan bir ali ziyafet vermişti. Saraydan çıktığında ilk okunu Ahi menzilinde atmıştı; O zamanlar sağ olan Tozkoparan pehlivan: "Benim menzillerimi atarsa bu atar! " diye hayıflanmıştı.

Mirialem Ahmed Ağa, muasırlarının tabiri ile "adem ejderhası" idi,"her bir kolu bir çınar dalı" idi.

Daha Manisa'da taze bir yiğit iken odun yüklü bir merkebi bacaklarından tuttuğu gibi havaya kaldırır, bir deve yavrusunu omzuna alıp gezdirir; kesilmiş iki koyunu iki serçe parmağına takar, kasaplara yüzdürürmüş. Kanuni Sultan Süleyman’ın Rodos cenginde bulunan Mirialem Ahmed Ağa, bir gün bir kantar demirden yapılmış bir gülleyi Rodos Kalesi duvarlarından aşırarak içeriye düşürmüştü.

Kanunî`nin Ok Meydanı`nı ziyaret ettiği bir gün sohbet sırasında, Bursalı Şüca`nın Lodos`taki menzilinin 10 yıldan beri atılmadığını (rekorunun kırılmadığını) söylenince, Sultan derhal Boşnak Ahmed Ağa`yı saraydan çağırtır ve bu rekoru kırmasını talep eder. Boşnak Ahmed Ağa zorlardan zor bir talep ile karşı karşıyadır. Ama kendisine her daim hâmilik eden Padişahını mahçup etmemek için bu menzilde tam yedi yıl çalışır. Tarihler 1532`yi gösterdiğinde, kendi yaptığı özel ağaç pişrev okunu, Edirne`li Usta Ali`nin yayına takar ve Yaradan`a sığınarak fırlatır. Yedi uzun yılın emeğinin karşılığı olarak Bursalı Şüca`dan 27.5 gez (1 gez 66 cm) aşırı atıp okunu 1271 geze düşürerek tarihi bir rekora imza atar. Bu büyük başarıdan dolayı da görkemli bir ziyafetle zaferin anısına taşı dikilir okçusuna, yaycısına cömertce ödüller bahşolunur.

Kulaksız Çeşmesi’yle Haliç Polis Merkezi arasında ve “Kasımpaşa Kulaksız Okspor Derneği Lokali”nin önünde bulunan, Tozkoparan İskender’e ait nişan taşının celî sülüsle yazılmış kitâbesi:

Sene 957 (Milâdî 1550)

Sâhib-ül menzil fî-l meydân

Ellezî ismuhu Tozkoparan

 

Kendisine de söz verildiği gibi “Gelibolu Kaptanlığı” ihsan olunur. Ve yine bu rekor koleksiyoncusu, Tozkoparan İskender`in bile başaramadığını başarıp spor tarihine eşsiz bir imza atmasına rağmen, `Bu Lodos menzili bana yeter` diyerek diğer bütün rekor taşlarını söktürür. Hayatını başarılar ile süsleyen bu büyük kemankeş, şakaklarında ihtiyarlık işaretleriyle birlikte Kabe-i Muazzama`nın yolunu tutarak Hac vazifesini yerine getirir. Ardından da dünyadan elini eteğini çeker.

Yaşı yetmişi aşmış iken bir gün at ile yaycılar çarşısına gitmişti. Yaycı esnafından bir haddini bilmez adam: - Gayrı kocadınız!..demişti. Bunun üzerine Ahmed Ağa, atını çarşının zincir gerili kapısı altına sürmüş, iki kolunu zincire geçirmiş, bacak ve ayakları ile de hayvanı kıskaçlamış, kolları ile kendini yukarı çekince, altındaki hayvanı da beraber havaya kaldırmış: “ Yay gerip ok atamayacak kadar kocamamışız! Cevabını vermişti.

Kaynak: İstanbul Ansiklopedisi s.322 Reşad Ekrem Koçu,