Derin Gerçekler

Eveleyip gevelemeye gerek yok.  Futbolda bir Truva atıdır. Sağlıksız bir Truva atıdır. Niye sadece sonuca bakıyorsunuz, sürece bakın, kaynağa bakın.

Sadece Türkiye’de değil, tüm dünyada bu böyle. Salazar’ın sözlerine bakın: “Siesta, Fiesta, Futbol”. Portekiz'de Salazar diktatörlüğünün halkı uyutma yöntemleri arasında sayılan “3 eylem biçimi”. Bu oyun Salazar'ın “3F”si “Três F de Salazar” olarak da bilinir. Bu oyun Portekiz'in 1932'den 1968'e kadar başbakanlığını yapan António de Oliveira Salazar'ın (28 Nisan 1889 - 27 Temmuz 1970) ”de facto totaliter rejimi”nin dayanağı oldu. “3F” ifadesi aslında “Futbol”, “Fado” ve “Fátima” olarak ortaya çıktı, sonra Siesta, Fiesta, Futbola dönüştü. Fado, 19.YY’dan bu güne uzanan bir Portekiz halk müziği türüdür. Kaderiye’ci bir anlayışla uzak deniz yolculuğuna uğurlananların geri dönmesini umutla bekleyen Portekiz kadınlarının denize karşı yaktıkları ağıtlardan türemiştir. Fado, bu anlamda derin acıların, hüzünlerin, özlemin, müziği olarak bilinir. Yani “yerli ve milli” bir müzik türüdür, onlar için. Ama politika neye el atarsa, onu kendi çıkarı için kullanılır, din, bilim, sanat, spor, medya, fark etmez. Mesela “Fátima” Katolik kilisesinin kullandığı dini bir motiftir. Aslında Marks’ın kilisenin dini toplumu uyutmak için “afyon/uyuşturucu” olarak kullandığını biliyoruz.

3 çoban çocuk. (Soldan sağa: Lucia, Francisco ve Jacinta)

Portekiz'in Fatima kasabasında yaşayan üç çoban çocuğun koyunlarını gezdirirken Bakire Meryem'i gördüğünü söylemesi ile başlayan ve bün hala tartışılan bir olay var. Katolik kilisesinin doğuşu da Saul/Petrus’un Şam’da Hz. İsa’nın, onlara göre çarmıha gerilmesinden 50 yıl sonra onu yolda görmesi ile başlar. Ayn en onun gibi, bu kez 13 Mayıs 1917’de, bir asrı aşkın bir süre önce  Jacinta ve Francisco Marto kardeşler kuzularını otlatırken bir anda karşılarında Hz. Meryem’i görüyorlar. O bunlara 3 sır veriyor. Hemen bu olaydan bir yıl sonra ise iki kardeş, Avrupa çapındaki bir grip salgınında hayatını kaybediyor. “Fatima'nın Sırrı” olarak bilinen olayı kaleme alan kuzenleri Lucia dos Santos da 2005 yılında 97 yaşında öldü. İlk iki sır, 1942 yılında açıklandı. Lucia tarafından 1957 yılında bir zarf içinde Vatikan'a verilen üçüncü sır ise 2000 yılında açıklandı. 3. sır, kefaret talep eden bir melek ile bir Papa'nın maiyeti ile dağa tırmanırken öldürülmesini içerdiği duyurulmuştu. Bu kehanet Ağca’nın Papa suikasti ile ilişkilendirildi daha sonra. 

Zaman içinde, diktatörlük rejimi “Fatima” üzerinden kitleleri uyutmayı denedi ve bunda da başarılı oldu.. Zamanla bu “uyutma operasyonu “Siesta”ya dönüştü. “Fátima” “dini bir şölen” olarak  “Fiesta” ifadesini temsilen de kullanılır. “3F” ifadesi, Estado Novo rejimini yıkan “Karanfil Devrimi”nin ardından Salazar'ın meşruiyetinin ana dayanağı olarak yaygınlaşmıştır. Futbol da bu anlamda siyasetin elinde pagan bir ayine dönüştürüldü. Futbol Faşizmdir, Sadisizmdir, Paganizmdir, kumardır, Holiganizmin mektebidir,  kitleleri uyutan bir beşiktir, Derin devletin (Gladio’nun) elinde bir oyuncak, Truva atıdır.

Aslında olayı Karar’da Yıldıray Oğur güzelce açıkladı: ( https://www.karar.com/yazarlar/yildiray-ogur/riyadda-krizi-kim-cikardi-1598541 ) Osman Bayrak da sosyal medyada gördüğüm şekli ile, olayı 25 Madde’de özetlemiş: 1.Futbol kumardır, adamı böyle rezil eder 2. Suudi futbol federasyonuna pankartlar ile ilgili bilgi verilmemiş. 3.Sözleşme yapılmış, pankartlar ile ilgili bir madde yok. 4. FB ve GS son gün böyle bir pankart olayını icat ettiler. 5. Türkiye'de bile izin almadan hiç bir takım sahaya pankartla çıkamaz, yasak. 6. Önce bir söylenti çıkardılar, Suudi yönetimi Milli Marşa ve Türk Bayraklarına izin vermiyor diye yalan. 7. Atatürk posterleri ne izin vermiyor dediler yalan (seyircilerin) 8.Amaç kaos çıkartarak iki ülke arasında kriz çıkartmak. 9. Türk futbolundaki bazı patronlara dikkat edilmeli (TÜSİAD ve MASON) Localara bağlı bazı iş adamlarına dikkat edin. 10. İki kulüp te duruyor duruyor, maçın oynanacağı gün biz pankartla çıkacağız diyor, Suudi Yetkileri haklı olarak sözleşmede böyle bir şey geçmiyor diyor. 11. Olayı bir anda Atatürk, Vatan, Arap düşmanlığına getirdiler, amaç belli. 12. Antep’i, Hatayı, İzmir'i, Urfa'yı, Adana'yı, Edirne'yi Araplar işgal etmedi . Yunanlar, Fransızlar, İngilizler, İtalyanlar işgal etti. Ama Araplara ayrı bir garez var. 13. İstanbul'u işgal eden İngiliz bizi arkadan vurmuyor da, Araplar vuruyor. 14. İzmir'i işgal eden Yunan'a hoş görü, lakin Araplara ana avrat dalıyoruz. 15. Birileri ilginç biçimde bir şeyleri gözden kaçırıyor ve kışkırtıyor.  16. Aslı kumar olan, yüzlerce insanın ölümüne sebep olan, kitleleri afyonlayan, beyinleri uyuşturan, kin ve nefret aşılayan memlekete hiç bir faydası olmadığı gibi zararı olan futbol yasaklansın. 17. Ömründe bir defa şehit cenazesine gitmeyen, Bayrak Vatan fedaisi oldu. 18. Sorsan Atatürk Hangi Arap kralını Türkiye'ye davet etti dillere destan ağırladı bilmeyenler, Atatürkçü kesildi. 19. İşsiz güçsüz kitlelerinin, zengin patronlar elinde, stadyum beşiklerinde uyutulduğu bu kumar oligarşisi yıkılmalı ve lağvedilmeli.  20. Ne amaca hizmet ettiği belli olmayan kulüplerin faaliyetleri yasaklanmalı, yoksa tarihte çok defa görüldüğü üzere iki ülkeyi savaşın krizin içine sokmaya devam eden fos ve boş şeytan oyuncağı yapılar olarak kalmaya devam ederler. 21. İşimiz gücümüz yokmuş gibi, boş boğaz, boş beleş, gezenlerin, zengin burjuvazinin, zevk oyuncağı olan zottirik bir top yüzünden Vatan, Bayrak, Sakarya savunacak hale düştük. 22. Futbol fanatizmdir, kitlesi genellikle heyecanlı, tecrübesiz, zevk ehli gençlerdir. Çabuk Provokasyona gelirler. Önünü ardını düşünmeden hareket ederler. 23. Sahte Vatan sevgileri, Çakma Atatürkçülükleri, Eylemsiz Şehit sevgileri, patavatsız hareketleri ile bir ülkeyi uçurumun eşiğine getirebilirler. 24. Senin ülkenin nasıl kuralları var ise Suudi Arabistan’ında var. Sen muz cumhuriyeti değilsen, onlarda çöldeki Bedeviler değil. 25. Suçlu ve kriz çıkartan GS ve FB kulüpleridir. Devletimiz haklarında işlem yapmalı, bu kumpası kuranları ortaya çıkarmalıdır.” Durun daha bitmedi. Devletimizin teşvik ve muafiyetlerle himaye ettiği, hatta “Milli”leştirdiği, bu içinde her türlü rezaletin, pisliğin, derin ve kirli oyunların olduğu bulunduğu, Nuray Başaran’ın ifadesi ile  “Post Spor Darbe” üzerine söylenecek daha çok şey var. Daha “Yuvarlak Masa Şövalyeleri” / “Chadem hause” ve onun yerli ve milli işbirlikçilerine gelmedi sıra. Bu işin mahiyetini anlamak için İstanbul’un İngilizler ve Fransızlar tarafından işgal günlerine gitmek gerek. ABD, İngiltere, Fransa, Almanya olmadan olmaz bu işlerde. FB, GS, BJK neyin nesi onu bilmek gerek, “19 Mayıs” nasıl spor bayramı oldu anlamak gerek.  “Kültür Bakanlığı”, “Spor Bakanlığı” neyin nesi, “Milli Eğitim” ve “Milli Savunma”nın ne olduğunu bilmek gerek. Bu iş nasıl Atatürkçülükle ilişkilendirildi derseniz, Ya hu hangi darbe Atatürk ilke ve inkılapları ile, laiklikle ilişkilendirilmedi ki! Hepsini anlarımda, Saudi veliahd Prens Muhammed b. Selman’ın Erdoğan’a hayranlığını anlamakta zorlanıyorum. Yoksa Cemal Kaşıkçı’nın diyet borcunu mu ödüyor. Bu günlerde Gazze’ye değinmeyen bir yazım yok. Dahlan senaryosu aslında Gazze, Kudüs, Arz-ı Mev’ud, Filistin ile ilgili bir konu. Trump döneminde, Kushner üzerinden gündeme getirilen bir konu. İşin içinde Habatçılar da var. Selam’ın Erdoğan ile ilgili mesajı ironik bir ters köşe mesajı olabilir mi? Ya da konu futbol olunca Penaltı mı çekiyor!